Helen Kültürünün Anadolu'da bu denli yayılmasını sağlayan Makedonya kralıdır.
Büyük iskender daha 13-16 yaşları arasında ünlü düşünür Aristoteles'ten ders almış felsefe, tıp ve bilimle ilgilenmeye başlamıştır. Babası 2. Philippe'in öldürülmesi üzerine MÖ. 336 yılında tahta çıkmıştır.
Büyük iskender genel kanının aksine bir Yunanlı değil, bir Makedon'dur. Hatta çocukluğundan beri en büyük korkusu Perslerin Yunanlılarla birleşip Makedonya'yı işgal edeceği ve esir düşeceğidir.
Yunanlılarla Makedonlar arasında her zaman bir sürtüşme olmuştur. Bu sürtüşmenin nedeni Yunanlıların kendilerini çok okumuş ve aristokrat görürken, Makedonları ise daha cahil görmelerinden kaynaklanmaktadır.
Babasının ölümü üzerine tahta geçen iskender'e babasından kalan en büyük miras 35.000 kişilik ordudur. Günümüzde o kadar büyük bir sayı gibi gözükmese de o günün şartları altında 35.000 çok ciddi bir rakamdır.
Askeri desteği elinde bulunduran iskender, sefere çıktığında ilk olarak Trakya'ya girdi. Daha sonra Makedonya'yı işgal etmiş Getalar'ı dağıtarak Yunanistan'a yöneldi. Burada tapınaklar ve Şair Pindaros'un evi dışında her yeri yıktı. Yaklaşık 6000 kişiyi öldürdü ve geri kalanını köle olarak sattı. Bu üstünlük karşısında tüm Yunan Devletleri Makedonya'nın gücüne boyun eğmek zorunda kaldılar.
Bunun nedeni iskender'in bir toplumun en hassas yerinin din olduğunu bilmesi ve fethettiği yerin halkını kendisine bağlamanın yolunun, onlara dini özgürlük vermek olduğunu bilmesidir. Bu yüzden fethettiği yerlere kendi dinini yaymak yerine oradaki halkın kendi dinlerini yaşamalarını kabul etmiş ve bu anlayışı yüzünden "Teşup'un Oğlu" sıfatını almıştır.
iskender'in inancında felsefe eğitiminden dolayı ezoterik bir yapı vardır. Ve aldığı ezoterik eğitimin kaynağının tek tanrı inancı olmasına dayanarak tek tanrılı bir inancı var dersek abartmış olmayız. Ancak politika gereği birçok inancın tanrısını kabul etmiştir.
Yunan Devletlerine karşı kazandığı zafer üzerine Anadolu'ya doğru yola çıkan iskender'in Anadolu'da ilk durağı Troya Kenti oldu. Çocukluğundan beri ilyada ve Odessia destanlarını okuyarak büyüyen iskender Homeros'tan aldığı esinle önce buraya geldi. Troya'da boğalar kurban etmiştir.
Pers orduları ile ilk kez Granikos (Biga Çayı) çarpışmasında karşı karşıya gelen iskender bu savaştan da zaferle çıktı ve Batı Anadolu'nun kapılarını açtı.
Buradan Lydia(Sardes), Karia, Likya, Pamfilya sırasını izleyip Frigya'ya kadar geldi. "Gordion Düğümü"nü çözen kişi tüm Asya'ya hâkim olacaktır" efsanesi üzerine Gordion Düğümünü kılıcıyla tek hamlede keserek bu efsanevi kişiliği de üstlendi. Frigya ardından Ankyra'ya oradan Kapadokya'ya geçen Büyük iskender, Klikya Kapıları (Gülek Boğazı) üzerinden güneye inmiştir. iskender Anadolu'a geldiğinde takip ettiği yol daha içeriden olsa da Perslerden korkan ve iskender'e sığınmak isteyen kıyı şehirleri Onu bir kurtarıcı gibi görmüş hatta şehirlerine davet etmiştir.
MÖ. 333 sonbaharında issos çarpışması sonunda Persleri kesin bir yenilgiye uğratan iskender buradan Mısır'a gitmiş, burada da iskenderiye şehrini kurmuştur. Kışı Mısır&'da geçiren iskender sonradan güneye inerek Babil'i aldı. Ardından Zagros Dağlarının üstünden iran&'a girip 1. Kserkes'in sarayını törenle yakarak Kserkes'in Yunanistan'da yaptıklarına karşı öcünü aldı.
Pers topraklarını içine alan yeni bir imparatorluk kurmayı amaçlayan iskender, daha doğudaki toprakları ele geçirmeye yönelik yeni seferlere çıktı. Hindikuş Dağları'nı aşıp Hindistan'a kadar ulaştı. iran Körfezi'ne yeni kentler kurmayı planladığı sırada aniden hastalandı ve 10 gün içinde öldü. iskender'in zehirlenerek öldürüldüğü düşünülüyor. Çünkü o devam etmek isterken yorgun askerleri ve komutanları geri dönmek istiyordu. iskender onların sözünü dinlemiyordu. Ölümü üzerine fethettiği dünyası 4 büyük komutanı arasında paylaşılmıştır.