zor bir fakülte olan atatürk üniversitesi diş hekimliği fakültesini cennet gibi görmeyi sağlayan fakülte.
baksanıza, herkes şikayetçi. sebebini ben size söyleyeyim: birisi diş hekimliği fakültesi kazanır, kafasını kitaba gömer, okur okur mezun olur. bu kişi nedir: diş hekimi.
daha sonra ne olur?
şu olur: bu kişi doktora için bir fakülteye asistan girer, yardımcı doçent, doçent, profesör olur. sonra derslere girmeye, öğrencilere ders anlatmaya başlar. bu adam nedir? hala diş hekimidir. hocalık yapma yetkisini nasıl kazanmıştır? efenim?..
sen öğretmenlik yapabilsin diye eğitim fakültesi açıyorsun, türlü formasyon cart-curt dersi veriyorsun, eğitim bilimleri üzerine çalışan onca asistan, hoca vs var. peki bu ne mantıktır ki diş hekimliği fakültesini bitirmiş, eğitim nasıl verilir, ölçme değerlendirme nasıl yapılır zerre haberi olmayan adama nasıl hocalık veriyorsun?
peki daha sonra ne olur?
bu adam derslere girer, kafasına göre bir sistem tutturur, kafasına göre eğitim verir, sınav yapar, 'aşağıdakilerden hangisi daha doğrudur' gibi test soruları sorar, üniversite sınavlarında %3'e, %5'e girmiş öğrencilere işkence eder, egosuna bol mastirbasyon yaptırır.
daha sonra ne olur?
daha sonra bu okuldan mezun olanlara once çile çektikleri derslerle alakalı en basit şeyi sorarsın ve cevap alamazsın. isteyen gitsin denesin. bizim fakültemizde de biyokimya ve anatomi yüzünden kalan birsürü insan oldu ve ben sırf denemek için piyasada çalışan hekim arkadaşlara biyokimya ile alakalı sorular soruyorum... %10 bilgileri varsa öp başına koy... peki o kadar çile neden çekildi, o kadar saat ders neden verildi, devlet o dersler için bu hocalara trilyonları neden döktü?