yazmaya başlamadan önce galatasaray hakkında genel bir entry mi giriyim yoksa güncel mi diye çok düşündüm, sonra ikisinin harmanlamaya karar verdim. galatasaray denince herkesin aklına başka bir şey gelir. kimine zaferler, kimine göre rekabet, kimine göre düşman.. yaklaşık 6 yıldır galatasaray tribünlerinde yer alan biri olarak benim için onur, şeref* anlamını ifade eder mesela. bunun nedeni ne kazanılan zaferler ne de alınan başarılar. bunun tek sebebi bu seneye kadar başarılı yada başarısız her dönemimizde sahada galatasaray ruhunu görüyor olmamdı. yenildiğimiz maçlarda bile o ruhu görüyordum. o formayı taşıyan herkes formanın, armanın hakkını veriyordu. peki ne oldu da türkiye'nin futbol platformunda en büyük başarılarını elde etmiş galatasaray bu hale geldi? sorun yönetimin yaşadığı iç çatışmalar mıydı yoksa yapılan yanlış transferler mi? ya da hepsi mi? evet, galatasaray için canını vericek kadar çok seven taraftarların cevap aradığı bir çok soru vardı kafalarda bu geceye kadar. şimdi bu soruların tek bir yanıtı var; adnan polat istifa etmeli. evet adnan polat sürekli yaptığın basın açıklamalarında ben her zaman galatasaray için en iyi hizmeti vermek istiyorum diyordun. istifa da bir hizmettir hem de en hayırlısından, o yüzden tadında bırak ve bugüne kadar susan taraftarları daha da çıldırtma. eğer yakın zaman içerisinde istifa edersen teşekkür eder, uğurlarız ancak koltuk sevdasından vazgeçmezsen ileride daha büyük tepkilerle karşılaşabilirsin..
gelelim şimdi formayı haketmediği halde sırtına giyen siz karaktersiz futbolculara.. insanda yetenek olmayabilir ama hiç mi karakter olmaz? siz özel uçağınızla götünüz rahat giderken antep' e konya' ya biz saatlerce süren otobüs yolculuğuyla geliyoruz. bundan şikayetçi değiliz, çünkü bizim sevgimiz size değil bunu unutmayın. sizden muhteşem galibiyetler beklediğimiz de yok. " siz yenilin bize inat, biz geliriz yine 18 saat" diye boşuna demedik. tek isteğimiz galatasaray ruhunu yeniden görmek sahada.. he umudum var mı? sizler o formayı giydiğiniz sürece yok! biz yine gelicez maçlara, ses tellerimiz yırtılana kadar bağırıcaz. ama bir an bile kapılmayın bu yaptıklarımızın sizin için olduğu hissine, çünkü bitirdiniz size olan inancımızı da, sevgimizi de.
peki biz taraftarların hali ne olacak? bir şey olacağı yok fenerlinin, beşiktaşlının diline düşer, taşşak konusu oluruz en fazla. yeterince oluyoruz da zaten. ama kızabilir misin onlara? hayır ! çünkü adamlar haklı, hatta sonuna kadar haklı.. sen eğer yıllar boyu avrupa' yı inletmiş bir klüp olarak kendi liginde düşme hattına şampiyonluktan daha yakın durumdaysan makara konusu da olursun, rezil de.. beni üzen tek nokta bizi bu duruma getiren adamların maç sonrası hala gülerek röportaj verebiliyor olmaları, maç boyunca tek başarılı pas yapamayan ayhan' ın maç sonunda armayı öpmesi.. ya bırakın bu tribünlere oynama işlerini çocuk yok karşınızda. takımı, armayı, taraftarı geçtim allah rızası için gidin şu takımdan.. tahammül edemiyoruz artık sizlere ! her şeye rağmen şunu unutmayın; size, yönetime, teknik heyete, herkese inat biz burdayız, yine varız, biz galatasaray' lıyız !