a$kımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim
sırt çantalı bir duman gibi
bir melekle çarpı$an kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse a$kımız
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız bo$luğun ucunda
sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur ya$am
ve a$k, en derin kuyumuza dü$en keman
yürüdüğümüz yollar daralırken
çökerken altımızdaki merdivenler
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven
sevdalılar bilir
bir ku$ yağmurudur ilkbahar
sevmeyi beceremeyenlerin koyduğu yasaklar
çözülüp gider çocuk gölgelerinde yazın
ve ağzımızın içinde dağılır a$k
sapsarı bir $eker gibi erirken sonbahar
bitmeyen bir kı$tan söz açılırsa sevgilim
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven
elimi uzattığımda sana gemileri göstermek için
dümende kan kokusuyla bayılmı$ bir kaptan
ate$in yüreğine sürüklenen bir ülke ufukta
ve çekirge sürüleri yolcu bavullarından çıkan
sevgilim
dökülürken tüyleri
sava$ uçaklarına çarpan güvercinlerin
her gün deği$en atlasların içinde tara saçlarını
ve yalnızca kanatlarına güven
götürürlerse bir gün beni ellerim iplerle bağlı
$iirlerimin bilmediği yerlere ve hiç kimsenin
alnımdan fırlayacak göçmen bir ku$ gibi dur
dünyanın paslanmı$ sırtında
ve bensizliğe havalanırken
korkma sevgilim
sevgilim
yalnızca kanatlarına güven