içi kaynayan sözlükçünün laneti. coşkun, yakıcı duygulara kapılmış sürüklenirken sol framede tutunacak başlık arar; kimi kendini çeker, kimi sakıncalıdır, kimi kapasitesinin çok üzerindedir, çoğuna da tutunmak istemez.
yanlış gözlere yakalanmaktan, doğru gözlere ulaşamamaktan, -en fenası- kaybolup gitmekten, havaya karışmaktan korkar.
nick arkasına, kelimeler altına gizlenirken yakalanmak kabusu olur, elleri durur, yazar, siler, yazar, editler, siler, tekrar yazar, ekler, çıkarır, tekrar siler.
Mahcubiyet ne fena bir duygu. insana kötü olmayı istetir.