okuldan öğrenci atmak

entry3 galeri
    3.
  1. bir kaç gün önce 2 öğrencimin başına gelen hadise.

    sert, daha doğrusu sert olmaya çalışan bir öğretmen arkadaşla birlikte pansiyonda neöbetteyiz. hani çekilir bir yanı yoktur bu nöbetlerin, aldığın paranın 24 saatlik nöbete eşit olmadığını söylememe bile gerek yok, üstelik sorumluluğun altındaki 96 lise cengaveri ile sabır maçı yaparsın. çoğu zaten okuldan öğrencindir, maalesef bir süre sonra bu nöbetler kankalık boyutuna varır, engel de olamazsın, çoğu anasından babasından ayrı ilgi bekleyen çocuklar, ne yapsın uzak işte sana sarılıyor sürekli. bir süre sonra yoldaşı da haldaşı da sen oluyorsun. sabah ibadetlerine uyandırma, özellikle meslek derslerine çalışmaları için sık sık uyarma, rutin şeyler işte.

    zaten bir gün öncesinden başlayan bir gerginlik var bünyede, 12.00 da nöbeti devraldım ve bıranştaşım olan arkadaşın saat 18.00 e kadar gelmeyeceğini bilmek ayrı bir gerginlik nedeni, malum 96 adet ele avuca sığmaz liseli. yemek öncesi bir ihbar gelir,
    "hocam x'in 50 lirası çalınmış"

    "x noldu nasıl oldu nerden almışlar, oğlum iyi bak, belki bir yerde unutmuşsundur, hemen yargıda bulunma"

    "yok hocam öğle öncesi 20 liramı cüzdanımdan 30 liramı da kuran'ı kerim'in arasına koymuştum ordan almışlar"

    "hay allah, dur bakim hadi yemeğini ye, etüt sonrası soruştururuz, çıkar ortaya böyle bir şey varsa"

    "yok hocam önemli değil gerçekten belki de kaybetmişimdir"

    "tamam da x, parayı taksit taksit mi keybettin bakarız, olmaz öyle şey"

    bakın arkadaşlar, öğrenciler karakter olarak ta genel saygı çerçevesinde de birbirine az çok benzer, bunda öğretmene gösterilen genel davranışlar da etkilidir belki ama, kişinin senin hakkındaki yargısını çok kolay anlarsın, malum yaş grubu ile yıllar içinde içli dışlı olunca ne mal olduğunu anlarsın, insanla içli dışlı her meslekte olduğu gibi. o yüzden siz öğretmenle dalga geçtiğinizde anlamadığını sandığınız durumların yüzde doksanında öğretmenin aslında sizi siklemediğini bilin.

    neyse, bu x işte o genel öğrenci davranışlarının aksine haddinden fazla terbiyeli ve saygılı, van'dan gelmiş ve orta anadoludaki bu okulda ayakta kalmaya çalışıyor ve üstelik bu x, yaz ve ara tatillerinde tekstil atölyelerinde kendi parasını kazanıp bununla okulunu okuyan bir çocuk, bu yönüyle de ayrıca benim takdirimi almış bir emekçi dostumdur.

    yemek yenir, etüt başlar, 1,5 saatin sonunda etüt biter ve olayı soruşturmaya gelir sıra, diğer arkadaş tüm öğrencileri mescide sokar ve genel bir uyarı verir,

    uyarı "parayı alan kişi her kim ise, ya şimdi ortaya çıksın, ya da eğer utanıyorsa gece öğretmenin odasının altından atsın ya da herhangi bir yere bıraksın"

    buna benzer bir olay daha önce bu şekilde tatlıya bağlandığı için uygun bir yöntem olarak kullanılıyor. fakat olayların önüne geçecek bir yaptırımı yok. zira burda olduğu gibi tekrar edebiliyor.

    hal böyleyken 12.sınıflar yeter artık deyip biz etüt kontrolü yaparken çoktan soruşturma yapmışlar ve failleri bulmuşlar. zira, biz öğrencileri onlar kadar tanıyamayız. malum etüt sonrası olayı gerçekleştiren 2 kişiyi birini benim odama diğerini diğer arkadaşın odasına aldık ve olayı soruşturduk. itiraf ettiler. asla beklemeyeceğin 2 kişi. zaten böyle bir suçta kim çıksa şaşırırdım. birinin anne babası ayrılmak üzere diğeri biraz daha uçarı. ama pişmanlar evet. pişmanlar. maalesef o kadar detaylı planlanmış ki süreç.işte bu biraz daha sinir nedeni.

    bewn insaflıyım, bana kalsa tek başıma olsam bu olayı sorumlu müdür yardımcısına bildirirdim.belki eski yöntemle haydar adı verilen o efsanevi terbiye aracıyla bu olay kapanırdı. çocuklarbir kaç kızarıkla bu olayı atlatırdı. ancak gerek diğer arkadaşın tavizvermez tutumu gerekse ikimixin de ortak kanaati, olan yurt ortamında asla affedilemez suç olan hırsızlık suçunun ağırlığı ve gerekse gerçekten başına daha önce de hırsızlık olayı gelen iyi niyetli x nedeniyle ben de taviz vermedim. ve sabah hemen müdür yardımcısına olayı tebliğ ettim.

    ve maalesef o iki öğrenci bugün yurttan da okuldan da atıldı. inanın o pişmanlık görüntüleri gözümün önünden gitmiyor, ve bize duydukları korku bakışları, ve belki biraz da nefret, ama korku nefretten daha ağır basıyordu ki söylediğimiz her şeyi yaptılar. bu ikisine hiç içim ısınmamıştı, bu olayı daha önce gerçekleştirmeleri bir yana suçun ahlaksızlık boyutu ve din eğitimi veren bir okulda bunların yaşanması ise daha da vahimdi. üzüldüm. hala da üzülmekteyim ve belki de ömür boyu unutamayacağım bir olaydı bu. okuldan uzaklştırıldılar ama bu onların geleceğinde hiç unutmayacakalrı da bir yaradır artık. belki de en önemlisi arkadaşları arasında yedikleri damgaydı.oysa derslerini fazlasıyla almışlardı. ancak gittiler, ne yaparlar bilmiyorum artık, ben ise vicdaınımı rahatlatmaya çalışırken askerde, yine nöbetçi çavuşluğumda defalarca firar eden ve bir kere de intihara kalkışan uzun dönem askere, bana attığı her kazıkta yine de onun yanında olmama, ona destek vermeme dayanamayan arkadaşlarımın sözü geldi "acıma, acınacak duruma gelirsin hoca"oysa bir insanın merhamet duygusunu bu denli duygusuzca bir ifadeyle bastırmak mümkün mü? ne kadar doğru da olsa söz.

    ve şimdi bazı öğretmen arkadaşlar bana suçlar gözle bakıyor ve hatta "keşke" diyorlar, ama sonunu getirmiyorlar, bu keşke de her şeyi anlamak mümkün. peki hangisi doğru olan, keşke bu suçu hiç yapmasalar mıydı yoksa keşke durumu idareye hiç bildirmeseydiniz mi? heralde bu soru ve cevapları uzun bir süre daha beni meşgul edecek.
    0 ...
  1. henüz yorum girilmemiş
© 2025 uludağ sözlük