zeki amca vardı bir zamanlar, renkli şekerler, sakızlar, çıkartmalar, daha bir sürü ıvır zıvırın olduğu küçücük ama o zaman bizim gözümüze dağ gibi kocaman görünen arabası ile ilhami ahmed örnekal'in önünde duran. çok çok uzun zaman sonra üniversite yıllarımdayken tekrar gördüm onu. caddenin karşı kaldırımdaydı ve yine aynı küçük arabayı itiyordu. çok yaşlanmıştı. "zeki amca!" diye bağırdım. baktı, uzaktan neşeyle el salladık birbirimize. tabii ki beni tanımadı ama sonuçta bir zamanlar o civardaki herkesin zeki amcasıydı o.