türkiye de işçilik ucuz olduğu için öyledir o iş. biz avrupa´da yaşayanlar hiçbir şekilde öyle bir şey söylemeyiz, çünkü iş yapılamayacak gibiyse bile, adamın bi tarafına haşırt diye giren miktarlarda nakit parayı adamdan nasılsa alırlar. o vakit insan, ulan nasılsa , bize öyle de böyle de dütleyecekler, bari yapsınlar da öyle dütlesinler diye düşünürsün.
- almanya ´da elektrikli fırın için ypksek voltlu cereyan fişi gerekir. bu fişi ve bağlantılarını istesen kendin de yaparsın. yalnız kendin yaptığın zaman, o prizden dolayı ev yanarsa, sigorta şirketi sana üçün birini gösterir. o işi s.ke s.ke elektrikçiye yaptırır, verdiği faturayı, evin yanması ihtimaline karşı, en güzel bir yerlerde saklarsın.
yani "olamayacak gibiyse" diye birşey olmaz. bak, geçenlerde internet telefon şirketi bize birşey yapmaya geldi, anahtarı bulamadığımız için, yapamadı adamlar. halbuki o teknisyenlerin ücretlerini o seferlik şirket ödüyordu. şimdi bir daha gelecekler, ama bu sefer biz ödeyeceğiz. geçen sefer hata bizde olduğu için. bize böylece 600 euro falan bir "kayma payı" olacakmış. sadece araçla bize gelme ücreti adamların 140 euroymuş. doğru yapacakları iş biraz komplike bir iş...ama ben 600 euro yu verdikten sonra, kesinlikle "olamayacak gibiyse" demem. çünkü o parayı mutlaka benden alırlar.
türkiye´de "olmazsa paraa vermem" diyormuşsun, diye yazmış yazarlar. burada öyle bir şey desen adam seni mahkemeye verir....mahkeme masrafları en az 10 bin euro tutar ve şansın yoksa bir de kodese tıkarlar adamı. adam ben uğraştım, uğraşımın karşılığını isterim, der mahkeme de haklı bulur adamı. sen de lavuk lavuk, hem tamirci çağırmış, hem işini yaptırmamış, hem de geyiklik yaptığın için kodese girmiş bir salak haline gelirsin.