ben bu yazıyı anneme yazdım

entry1589 galeri
    366.
  1. büyüdüm, artık düşsemde dizlerim acımıyor eskisi gibi, kanamıyor. acı çocukluğumdaki tadında değil şimdi. baharatı bol. çeşnisiz yemekler gibi değil. bilmediğim lisanlarla karşılaşıyorum aynı dili konuştuğum ülkemde. en çok yüreğim acırken o bilmediğim lisanı çözebilmiş olmayı istiyorum.

    anne büyüdüm, kendi ayaklarımın üzerinde durabiliyorum ama biliyor musun, dizinde hiç yatıp şımarmadığım kadar çocuk olmak istiyorum bu lisanla karşılaşınca. şeker istiyorum diye tepinip istediğimi elde ettiğim o şirin kız çocuğu olmak istiyorum o zaman belki onlar anlar benim lisanımı...

    neden zor ki hayat ve neden bitmez büyümek. bunun sebebi belki hindi gibi her daim düşünmek.

    hatırlıyorum da uyumam için zorla yatırdığın çağlarımda da düşünürdüm. incinmiş birinin hissettiklerini anlamaya çalışırdım, üzülürdüm. anlaşılmayışımı anlar üzülürdüm. sessizce ağlardım bazen sen duyup kızma diye. kendim sustum tıpkı şimdiki gibi. kendimi avutmayı küçük bir çocukken öğrendim ben. şımarmayı değil ölçülü olmayı dayattı bana hayat. da ben neyin ölçüsünü kaçırdığımı bilmiyorum hala.
    belki fırtınanın içinde kendimi tanıma imkanım olmadığı içindi yanlış limana demirlemem. ama hayat ayaz bir kış gecesi kadar acımasız. güneşini gösterse de sonrasında ayazına dayanman gerek ölmedinse eğer...
    ölmedim anne, bedenim yaşıyor bildiğin gibi. ama ben kaç kere öldüm hiç bilmedi kimse. mutluluk rolü ne zordur için ağlarken. külçe gibiyken taşımak hayatı. işte boynum o zaman isyan etti fıtık oldu. içimde zaman dondu akabinde duygular.

    sen doğurdun, büyüttün en iyi sen bilirsin evladını...mı? işte bahsettiğim o bilmediğim lisanı bilmeye en çok şimdilerde ihtiyacım var anne. artık acımadan öğrenebilmeyi diliyorum. anne, en çok duana muhtaç olduğum yerdeyim. duy beni.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük