allah ın zuluca bilmemesi

entry3 galeri
    1.
  1. Dinle de yıldızları şu hutbe-i şîrînine,
    Nâme-i nûrunu Hikmet, bak ne takrîr eylemiş.
    Hep beraber nutka gelmiş, hak lisâniyle derler:
    "Bir Kadîr-i Zülcelâlin haşmet-i Sultanına.
    Birer bürhan-ı nurefşânız vücud-u Sânia,
    Hem vahdete, hem kudrete şâhidleriz biz.
    Şu zeminin yüzünü yaldızlayan
    Nâzenin mu'cizatı çün melek seyrânına;
    Bu semânın arza bakan, Cennete dikkat eden
    Binler müdakkik gözleriz biz.
    Tûbâ-i hilkatten semâvât şıkkına, hep, Kehkeşân ağsânına;
    Bir Cemîl-i Zülcelâlin, dest-i hikmetle takılmış pek güzel meyveleriyiz biz.
    Şu semâvât ehline birer mescid-i seyyar, birer hâne-i devvar, birer ulvi âşiyâne;
    Birer misbâh-ı nevvar, birer gemi-i Cebbâr, birer tayyareleriz biz.
    Bir Kadîr-i Zülkemâlin, bir Hakîm-i Zülcelâlin birer mu'cize-i kudret,
    Birer hârika-i san'at-ı Hâlıkâne, birer nâdire-i hikmet, birer dâhiye-i hilkat, birer nur âlemiyiz biz.
    Böyle yüz bin dil ile, yüz bin bürhan gösteririz; işittiririz insan olan insana.
    Kör olası dinsiz gözü, görmez oldu yüzümüzü, hem işitmez sözümüzü; hak söyleyen âyetleriz biz.
    Sikkemiz bir, turramız bir; Rabbimize musahharız. Müsebbîhiz; zikrederiz âbidâne.
    Kehkeşânın halka-i kübrâsına mensup birer meczuplarız biz." dediklerini hayalen dinledim.
    0 ...