türkiye'ye en büyük faydayı eurovision'da oy kullanırken veren güruh. onun dışında, genellemesi zor olur ama, yurtdışında tanıştığım ne kadar gurbetçi adam varsa (artık oraya yerleşmiş, hayatını orada sürdüren tatil amaçlı olarak yurtdışında bulunmamış) hepsi düşük eğitim düzeyinde, varoşlarda yaşayan, bir nevi ülke içerisinde düzen bozucu olarak adlandırılan kitleydi.
türkiye'nin yurtdışındaki imajının bozuk olmasının en büyük sebeplerinden birisi. özellikle avrupa'daki gurbetçiler (almanya, hollanda, belçika) yaşadıkları toplumu hiçe sayıp kendi sinerjilerini yaratarak, ortak yaşama kesinlikle karşı çıkıyorlar.
merkel kara kara bunlara ihtiyacı olmadığı için almanya'dan 4 milyon türkü nasıl postalarım diye düşünmesine rağmen, bu sorunu demokratik yollar ile çözme ihtimali neredeyse yoktur.
herhangi bir almanya konsolosluğunda yaz başında geçireceğiniz birkaç saat, gurbetçiler hakkında bile çok iyi fikir sahibi olmanıza sebep olacaktır.
bir kaç alman ve ffransız arkadaşa öyle insanlar olmadığımızı kanıtlamak aylarımızı aldı. üstümüze düşen görevi yaptık. ama sizin aylarca uğraşıp yıktığınız o önyargıların oluşması sadece 3-5 apaçiye bakıyor.
bir de ekleme yapayım. bu tespit de youtube'dan. youtube'da iki cümleyi bir araya getiremeyen, karşı düşünce görünce anında ana bacı avrat giren, adres ver diyen adamların çoğu gurbetçi. görüyorum "adres ver lan ben möşıngladbahın arka mahallesindeyim" diyor, öteki "bonndayım, amına koyarım" diye cevap veriyor, araya birisi kaynayıp "amsterdam'dan atlar gelirim, ananızı sikerim" yazıyor. ne güzel.