evet, eşit değillerdir ve burada kompleks yapılacak bir durum söz konusu değildir. farklılıkları üç başlık altında toplayabiliriz.
1- biyolojik farklılık: organları farklıdır.
2- sosyolojik farlılık: buna toplumsal cinsiyette denir. rolleri farklıdır. hatta bu roller karıştığında tepki alırız. misal, etek giyen bir erkeğe kadın gibi; çok cesur bir kadına erkek gibi deriz.
3- felsefi farklılık: felsefede akıl erildir. (bu farklılıktan ne kasdedildiğini derinlemesine bilmek istiyorsanız, tarkovsky'nin nostalginia'sını izleyin. filmdeki kilise görevlisine kulak verin, daha iyi anlatılmazdı diye düşünüyorum.)
şunu belirteyim. yukarıda sıraladığım farklılıkları uzun süre içime sindirememiştim. kompleks yaptım bir süre, en çokta felsefi farklılığa. sonra ibni manzur'un(dil çalışmalarıyla ünlü, lisan-ül arab) konuyla ilgili bir açıklamasına rastladım, mustafa islamoğlu'nun bir kitabında. diyor ki: "bir çift ayakkabıyı düşünün. sağ teki mi solundan üstündür, sağ teki mi solundan." böyle bir soruya cevap aramak bile abesle iştigaldir. isterseniz deneyin. sol ayakkabıyı sağ ayağa, sağ ayakkabıyı sol ayağa giyin. bu durumda hem ayağa hem de ayakkabıya zulmetmiş olursunuz. bunların birbirine üstünlük iddiası, sadece saçma değil, komiktirde.
ez cümle, yan yana koyduğumuzda göreceğiz ki, eşit değillerdir fakat eştirler. üstünlük söz konusu değildir. farklılık zemini üzerinde boy veren bir eşitlik vardır. ayrıca birbirlerini tamamlarlar.