eger gercekten planlanarak gelisen bir olaysa basiniza gelebilecek en muhtesem sey. ama;
1. allahim ben n'aptim?, nasil gotum yedi asamasi;
adetin gecikmesiyle baslayan bir suphe. hic zaman kaybetmeden hamilelik testi yapmilmasi veeeeee sonuc pozitif. akabinde baska bir markanin testi yapilmasi, sonuc yine pozitif. yetmeyip bu sefer de apayri bir markanin testini usenmeden gidip alinip yapilmasiyla sonuc yine pozitif. evet nur topu gibi hamilesiniz artik kacari yok. ne kadar cocuk isterseniz isteyin insan yine de havaya ziplayip "yasasin hamileyim" naralari atmiyor. atamiyor. ustunde biraz dusundukten sonra rahminizdeki -bebek demiyelim henuz- embriyoya vicdan yapmayi birakip aslinda nedenini buluyorsunuz. abi boru mu bu? bildigin insan. senin yavrun. omurun ve onun omru yetene kadar hic bitmeyecek, yasi kac olursa olsun onun annesi olmaktan bir saniye bile mola vermeyecegin bir sorumluluk. feci urkutucu. ne oldu daglar gibi kendine olan guvenine. rahminde ki o ufacik seyle yer mi degistirdi? bir yandan gulumsemeni durduramiyorsun, bir yandan da kafandan gecen katrilyon endise ve soruya ayni anda cevap bulmaya calisiyorsun. devrelerin yaniyor. bldigin beyin firtinasi yapiyorsun.
bebegin babasina soyleme asamasinda ayni surat ifadesini bu sefer de onun yuzunde gorunce icin rahatliyor. bu yolda yalniz olmadigini ilk orada fark ediyorsun. tarifi inkansiz bir his. icinde, muthis bir sevinc ve bir o kadar da feci bir endise duygusu filler gibi ayni anda tepiniyorlar. tepiniyorlar. tepiniyorlarrrrrjkflkrgmkl.
2. anne(adayi) olmak = fedakarlik asamasi;
sagi solu arayip hamile oldugunuzu hemen o gun o saatte manyak gibi ilan ettikten sonra o anda icmekte oldugunuz birayi havaya kaldirip serefe modundayken eliniz havada kaliyor. hassiktir. alkollu icki icemessiniz ki. nasil yani dersin bari bu siseyi bitireyim, sanki bugun hamile oldugumu bilmiyormusum da olesine iciyormusum gibi. icinize bir sikinti coker ve sigaradan derin bir nefes cekersiniz. aman allahim sigarayi da birakmaniz icap edicektir. yok dersin su ana kadar sigarayi tadini cikartarak sadece icmek istedigim icin ictim. sonuna kadar da keyif aldim ole pat diye birakamam. bari once azaltayim sonra da hepten birakirim dersin.(yalana bak. bu sigara icenlerin sigaradan tamamiyle kopmaktan dotleri yemedigi icin sigararayi birakir gibi yapmalari icin mukemmel bir kiliftir). icki olayinda biraz daha iyimsersinizdir. zaten kis ayi icmesemde olmem herhalde diye dusunursun ama hamilelik oncesinde her gece olmasa da her iki geceye bir birkac bira veya sarap icme durumu da aliskanlik haline coktan gelmistir. ertesi gun icki icmessin ama nerdeyse onceki kadar sigara icersin. her sigara icmende icin sizlar kendinden nefret edersin. aklina sigara icmelerine ragmen saglikli bebekler dunyaya getiren anne orneklerini getirirsin ama ya bebege sirf sigara ictigin icin bir sey olursa? bunun vicdaniyla yasayamacagini dusunursun tipki sigarasiz yasayamayacagini dusundugun gibi. 2. gunu ilk gun kadar olmasada yine sigara icersin. 3. gun, gunde sadece 3 tane yemeklerden sonra tok karnina icme karari alirsin 4-5 sigarayla nerdeyse basariyla uygularsin amma hic icmesen sanki senin icin daha kolay olacagini fark edersin. neden? bir kere kafanda yemekten sonra sigara icebilecegine sartlanmak seni bir sonraki ogune fena kitliyor. baska hicbirsey dusunemez hale geliyorsun. kahvalti mi bitti ne zaman ogle yemegi yiyecegim diye saate bakiyorsun oysaki hic ac bile degilken. daha en basindan bu sartlanma olayinin sana yarardan cok zarar getirdigine inandigin icin; baslarim bole askin izdirabina diyerek tam anlamiyla sigarayi birakma kararini nihayet aliyorsun. ve o gunden sonra da hicbir kosulda sigara icmiyorsun. basta en cok araba kullanirken ve iste mola aldigin zamanlarda eksikligini hissedyorsun ama icin o kadar rahat oluyor ki ozellikle bebegin icin boyle bir karar verdigin icin kendinle gurur duyuyorsun. bir zamanlar kendini istedigin kadar zehirlemekte ozgurdun seni senden baskasi ilgilendirmezdi ama simdi sadece sen yoksun ki icinde fasulye buyuklugunde yukte hafif pahada agir olan bir kiymet var artik.
3. anandan emdigin sutun burnundan gelme asamasi;
sigarayi biraktin artik. cok degil yalnizca birkac gun sonra aklina bile gelmedi sigarayi ozlemek, yapicak daha iyi islerin vardi bebegin kasini gozunu hayal etmek gibi. nasil bir heyecan nasil bir merrak ...internetten surekli takip edersin hangi vitaminleri alman gerektigini ve hafta hafta bebekte ve sende olan degisiklikleri. markete gidip alakasiz ne kadar sebze ve meyve varsa kilolarca almakla ise baslarsin. super gaza gelmissindir artik. mukemmel bir anne olacaksindir. duzenli bir beslenmeyle tosun gibi bir bebek dunyaya getireceksindir . yakin gelecek planlarinda her gun cilginlar gibi balik, sebze ve meyve yeme planlarin vardir. her sey mukemmel gidiyordur. kendinle gurur bile duyuyorsundur. o kadar cok seversin ki hamileligi keske daha once hamile kalsaydin, keske hormonlarinin seni ele gecirmesine daha once izin verseydin diye hayiflanirsin fekat o da ne? aman yarebbim. her sey biranda ters duz olur. o nasil bir mide bulantisidir. dunyada her sey ayni anda mi igrenc kokar?. birakin yiyeceklerin kokusunu her zaman begenerek surundugunuz parfum bile artik iskence edercesine kotu kokar. gunde on bilemedin onbes fincan ictiginiz kahveye artik bakmaya bile tahammul edemessiniz. tum yiyecekler, kokusu olan her sey dusmaniniz olur.(ki bu donemde suyun bile bir kokusu oldugunu iddia edersiniz). yeseniz mideniz bulanir yemeseniz mideniz daha cok bulanir. surekli kusacakmis gibi ortalikta dolasirsiniz. hamileligin en boktan donemidir. her daim kendinizi hasta ve yorgun hissedersiniz. artik surekli bu hisle yasamak ve gunluk islerinizi devam ettirmeye calismak sizi hayattan bezdirir. o muhtesem hamile modunuzun yerinde artik yeller esiyordur. hatta nerdeyse pismansinizdir. az sikayet bol sukurle motive olmaya calisirsiniz ki ne mumkun. artik tezegi avuclamissinizdir ve donus mumkun degildir.
4. ilk goruste ask asamasi;
mide bulantilari yavastan ya hafiflemeye baslar ya da siz bu surekli kusma hissiyle yasamaya alismissinizdir. fizyolojik durumunuza gelince; coktan dort kilo almissinizdir. ve bu dort kilonun 3.5 kilosunun zaten hallice olan gogus bolgenizde toplanmasi da ayri bir ironidir. simdiden daha buyuk yeni sutyenler almaya baslamissinizdir bile. gebe kalmadan once normal kiloda olan anne adaylarinin butun gebelik boyunca ortalama ancak 12.5 kilo almasi durumu daha simdiden sizi kasmaya baslar. ama bilirsiniz ki hamile kaldiginiz icin degil de daha cok sigarayi gurbeten biraktiginiz icin kilo almissinizdir. bu arada karninizda hafiften bir cikiklik bile vardir. ha iste bedeninizde bunlar olurken dokuz haftalik bebegi ultrasoundda gormenin vakti gelmistir artik. genel rutin kontoller testlerden sonra sira buyuk ana gelir ki o ana kadar hamileligi suyun bile kokusunu almak, sifir enerjiyle her an kusacakmis gibi yasamaktan ibaret olunmadigini gecte olsa anlarsiniz. o nasil, koca kafa sirin mi sirin bir karartidir ekranda bir gorunup bir kaybolan yarebbim. icinizin tum yaglari erir. ekrana gozunuzu hic kirpmadan kitlenirsiniz. kalp atislarini bile dinlersiniz. ve evet artik asiksinizdir. o gunun devaminda tanimlanamayan bir surat ifadesi ve saskin bir gulumseme yuzunuzden eksik olmaz.
daha garibi o gece hickira hickira aglarsiniz bebegin kaydettiginiz ultrasound goruntulerine sevdiginiz bir sarki esliginde tekrar tekrar baktiginizda. paranoyakca sanki tum gecmisiniz o bebegin rahminize dusmesi uzerine progranlanmis hissine kapilirsiniz. sikayetci degilsinizdir ama dunya artik farkli donuyordur.
iyi bir halt etmisim gibi tekrar hamilelik hakkinda yazmak icin 33. haftaya kadar bekledim. hata ettim. kim bilir ne yararli detaylar aklimdan cokdan ucup gitti. ama yine de her seyi unutan hamile beynimle soyle bir ozet gecebilirim;
bana gore hamileligin en heyacan verici, kalbinizin yerinden cikacak gibi carptigi anlardan biri bebegin cinsiyetini ogrendiginiz an. bu da yaklasik 17. haftaya tekabul ediyor. en azindan benim yasadigim ulke dolayisiyla 19. haftaya kadar bebegin cinsiyetini soylemek istemiyorlar sonra bir surpriz olur da dava edilip soyup sogana cevrilmemek icin. evet! bole bir ulkede yasiyiyorum. herkes neyi dava etsem de paranin gozune vursam diye bakiyor. neyse! ama bildigim kadariyla turkiye' de 13. -14. gebelik haftalarinda bile eger bebegin anne karnindaki pozisyonu da uygunsa cinsiyeti ogrenilebiliniyor. benimkisi resmen genel kontrolden once sirinlik yapip "acaba bugun ultrasonda bebegin cinsiyetini gorurseniz tabi sizin icinde uygunsa bana soyleme sansiniz var mi?" diyerekten coooooook nazik bir sekilde yalvarma durumuydu. ultrasound teknisyeni; "tamam emin olursam soylerim ama suphem olursa avcunu yalarsin" gibilerinden bir seyler geveledi. havalara uctum. ultrasonda bebegin kafatasini, bacak uzunlugunu bobreklerini filan tek tek olcup bicerken birden bana dondu ve hala cinsiyeti ogrenmek isteyip istemedigimi sordu kalbim yerinden cikacak gibi oldu sesim titreyerek "evet kesinlikle" dedim. biliyordum erkek olucakti. coktan oglum diye sevmeye baslamistim bile. bu oglum olmasini istedigimden degil sadece icimden bir ses oglan oldugunu soyluyordu. emindim. ultrasound gorevlisi "kiz" deyince dumur oldum sanki o ana kadar benim icin onemli olmayan bebegin cinsiyeti bir anda kiymete binmisti. kalbim daha hizli atti. demek bir kizim olacakti. bebek beni daha simdiden ters koseye yatirmisti. kontrolden ciktiktan sonra nerdeyse bir saat kadar alisamadim oglum degilde bir kizim olucagina. kafamda vay anasini oysa ki ne bicim hissetmistim, nasil da emindim oglum olucagina saskinligi surerken hemen bir magzaya girip yaklasik 10 parca kadar ciciler biciler alip "kizim" icin alisverise basladim. artik cinsiyetini biliyordum ve gonul rahatligiyla onceden icim gitmesine ragmen kiz mi olacak erkek mi olacak bilmedigim icin uzaktan bakmakla yetindigim bebek kiyafetlerini artik alabilirdim. bebek alisverisi hala bana gore hamileligin en muhtesem, en zevkli anlarindan biri.. 33. hafta itibariyle o kadar cok abarttim ki bebek kiyafetleri alisverisini babasi; "kizimiz her gun 3 elbise giyse, hic yikamadan cope atsak yine hepsini giyemeden buyur" diyor garibim hakli olarak. nedendir bilmem bebek aklima geldikce, onu gorme istegiyle basa cikamayinca solugu magzalarda aldim. minicik bebek kiyafetleri icinde saatlerce zaman gecirmek, dunyadan kopmak ve bebisini daha simdiden o kiyafetler icinde hayal etmek o donemlerde beni sakinlestiren belki de tek cozumdu. zaten sonradan anladim ki bir hamilenin beyninin hatirlama fonksiyonlari telef oluyorken hayal gucu yetenegi akil almaz boyutlara erisiyormus.
evde bebek kiyafetlerini koyacak yer kalmaya dursun annedeki degisikler aci verici durumlara ulasiyor. yaklasik ucuncu ayda popodan baslayip baldirlara kadar inen ne idugu belirsiz bir agri caniniza okuyor. basta anlam veremiyor insan, hamilelikle birlikte azalttiginiz calisma ssatlerine istinaden kicinizin uzerinde cok oturdugunuzdan dolayi poponuzun bazen sag bazen de sol lobunun agridigini dusunuyorsunuz ama alakasi yok. agri siddeditini arttiriyor. ara ara cok siddetli olmak suretiyle, kaba etinizden bacaginiza dogru elektirik soku gibi solugunuzu kesercesine haftalarca suruyor. artik oturup kalkmak bir iskenceye donusuyor. yurumek ise ayri bir iskence. yok bu boyle olmayacak deyip internetten arastirmaya baslarsiniz ki bingo; siyatik sinir agrisi tam sizin agrinizi tarif etmektedir. ustelik hamilelik boyunca cok siklikla gorulebilen bir problemmis. bebegin anne karnindaki durus pozisyonu, kalca kemiginden baslayip ayak uclarina kadar uzanan vucudunuzun en buyuk ve uzun siniri olan siyatik sinirinin uzerine baski yapiyormus ve o elektirik carpma hissi de sinir agrisina tekabul ediyormus. doktorunuza sordugunuzda bol bol dinlenmeniz, uzun sure ayakta kalmamaniz, hafif egzersizler yapmayi da ihmal etmemeniz gerektigi cevabini alirsaniz sasirmayin. ne bir krem ne bir losyon, sadece dinlenmek. yine doktorunuza gore, hamileligin sonuna kadar surebilir ya da hemen su an su saatte sonlanabilir bir sorun bu. 20. hafta itibari ile agri artik dayanilmazdir ve yurumek imkansizlasir. bir sabah ise gitmek icin yataktan kalktiginizda adim atamadiginizi fark edersiniz ve calismayi erkende olsa birakmanin zamani gelmistir. allahtan evde dilenip ara ara da yuruyuslere ciktikca agri hafiflemeye baslayacaktir, kim bilir belkide kucuk hanim siyatik sinirinize baski yapmayi birakip sadece pozisyon degisikligi yapmistir. 33. haftanin icinde full time bir baby maker olarak soyleyebilirim ki agri arada sirada; "bak ben burdayim, sakin beni unutma ha! her an geri donebilirim nihahahaha" anlari disinda cogunlukla kayboluyor ve haftalarca hic bir sikayetiniz olmadan gule oynaya geziyorsunuz.
bana gore hamilelikte cinsiyetin ogrenildigi andan sonraki en heyecan verici ikinci an ise; ilk tekmenin hissedildigi andir. genelde 17 ile 23. haftalar arasinda hissedilen bu cok onemli ilk kipirti bende 19. haftanin son gunu kendini gosterdi. o ana kadar hep tetikte beklesemde bir turlu yakalayamamistim ya da emin olamamistim ama bir gece yatagimda uzanip internette takilirken ilk kipirtiyi en nihayetinde hissettim. ve evet bu ne gazdi ne de bagirsak hareketleri. bu dupeduz bebek hareketiydi. bebekler daha ucuncu aydan sonra icinizde kipir kipir olmasina, hatta taklalar atmasina ragmen anne tarafindan hissedilme durumu malesef o kadar erken olmuyor. nerdeyse o ana kadar hissetmedigim icin bende bir sorun mu var endisesine bile kapilmistim. nasil bir his olduguna gelince; sanki bir kopuk baloncugunun icinizde "pit" diye narin bir sekilde patlamasi gibi. ilk tekmeden sonra anne adayi icin kismen eglence basliyo diyebiliriz. hayatiniz, bebegin hareketlerini yakalama ve hissetme galesine donusuyor. babaninda cok degil birkac haftaya kadar harekleri hissetmeye baslamasi olayi daha bir eglenceli hale getiriyor.
fiziksel degisikliklere gelince daha oncede belirtigim gibi gogusler daha ilk haftalarda buyumeye baslamakla kalmiyor sanki alip basini gidiyor. buyuyor, buyuyor, buyuyor. evet surekli buyuyor efendim durduramiyoruz. eskiden buyuk ve dolgun katagorisinde olan gogusleriniz artik cok buyuk, cirkin bir et yiginina donusuyor. ama zamanla ona da alisiyorsunuz. gogusler bir yana karnizda olan degisiklik icin benim onerim hamile oldugunuzu ogrenir ogrenmez hafta hafta govdenizin yan profilden resmini cekip o hafta kac kilo oldugunuzu ve kacinci haftada oldugunuzu resmin altina yazarak bilgisayarinizda hamilelik dosyasi olusturup bu resimleri icine ilistirmenizdir. hem kacinci haftada ne kadar kilo aldiginizi takip ediyorsunuz hem de karninizin ne kadar hizli buyudugune sahit oluyorsunuz.
hamilelik catlaklarina gelince; ole manyaklar gibi pahali kremler alip daha hamile oldugunuzu ogrendiginiz ilk haftalardan itibaren karniniza boca etmeye baslamayin. sakin olun once. bu catlak mevsusunun kesinle sizin pahali kremleri surme performansiniza gore olustugunu veya olusmadigini dusunmeyin. bir kere olay genetik. hic krem surmeyin demiyorum sadece abartmaya gerek yok. orta seker bir cocoa yagi veya kremi gunde ya da iki uc gunde bir surmeniz yeterli olacaktir. sadece karniniza degil goguslerinize baldirlariniza her nerede catlak olusabilecegini dusunuyorsaniz oraya surebilirsiniz. bana gore catlaklari onlemenin en onemli faktoru su icmek. booool boool su icmek. gerilen karin derisini icten beslemek, nemlendirmek. catlaklar bir yana hamilelikte bol su icmek kadar kendinize ve bebeginize yapabileceginiz baska bir iyilik olamaz. hamilelikten once yazin bile su icmeyen ben hamile oldugumu ogrendigim andan itibaren gunde 4 litre ortalamayla bol bol su ictim. hem de her gun hic aksatmadan. ozellikle gebelikte bas gosteren kabizlik, sistit, idrar yolu enfeksiyonu, vucudun su toplayip sismesi gibi problemler bana bir kere bile ugramadi ki idrar yolu ve sistit gibi problemler gebelik oncesinde ara ara nuksetmek suretiyle pesimi hic birakmamisti. cok endiseliydim hamilelikte sirf bu problemler yuzunden antibiyotik kullanmak zorunda kalirim diye. ama dedigim gibi sirf bol su ictigim icin hic sikayetim olmadi. nerdeyse 8.5 aylik hamileyim ve su ana kadar tek bir catlak ve sisme sorunum yok. bu demek degildir ki bundan sonra da hic catlak olusmayacak ya da sismeyecegim ama sundan eminim, bol su ictigim icin kabaca bir rakam vermek gerekirse normalde 10 catlak olusacaksa bile bu rakam 2-3 catlagi gecmeyecek. annenize sorun ya da benim gibi annenizle aranizda okyanus mesafesi yoksa annenizin karnini acip bakin ne kadar hamilelik catlagi olusmus ya da olusmamis. ozetle; hamilelikte catlak sorunu genetik faktorler ve bol su icmemekten ibaret. vucudunuzu ve zavalli gerilen derinizi icten nemlendirin ole ustten ustten sadece krem surerek kendinizi kandirip "oysa ki sabah aksam krem surmustum yine de karnim haritaya dondu diye" hayiflanmayin.
ohom! gelelim kilo olayina. bana deselerdi ki 14 kilo alicaksin ama aynada o koca gobegine bakmaya doyamayacaksin olsem inanmazdim. kiloyu oldum olasi hic sevmedim gram fazlam olsun fenaliklar gelirdi. zayifa cok yakin normal kilo araliginda hamile kaldim. yemeden icmeden icki sigara ve kahve uclusuyle bir sekilde idare eden kilo almaya cok da musait olmayan ozellikle de universite yillarinda sagliksiz bir yasam tarzim vardi. ama simdi oyle mi 14 gram almaya tahamul edemeyen ben 14 kilo almis olmama ragmen doyamiyorum aynada karnima ve yeni vucuduma dakikalarca bakmaya. allahim ne kadar da anlamli ve guzel geliyor o cikinti oyle. icimde bir insan yapiyorum. daha simdiden en kiymetlim bebegim o cikintinin icinde gun be gun gelismeye devam ediyor. nasil sevmem artik o koca gobegimi, nasil oksamaktan bikip usanmam icinde dunyalar tatlisi minicik bebegim varken. bu arada hamilelerde siklikla gorulen gobek oksama refleksi inanilmaz derecede evrensel bir olay. sanki o gobegi kavrayip oksarken tum dunyaya farkinda olmadan "evet hamileyim" mesaji veriyoruz. karnim henuz cikmamisken hamileligimin cok baslarinda bir kizla tanistim. baya bir kiloluydu ama sanki hamile de olabilirdi. karar veremiyordum. gobegi o kadar yagliydi ki o tabakanin altinda bir degil bes bebek bile olmasi muhtemeldi. ya hamile degilse diye sormaya cesaret edemedim, aradan biraz zaman gecti ve durup dururken karnini, dunyanin her neresinde yasarsa yasasin diger hamile hatunlar gibi, gulumseyerek oksadi ve benim aklimda zerre suphe kalmadi hamile olmadigina dair. tebrik ettim ve 8.5 aylik hamile oldugunu ogrendim. yani mutlu oldugunda gulumsemek ne kadar evrensel bir tepkiyse, dili dini yoksa hamilelerin gobegini sivazlamasi sevgiyle oksamasi da bir o kadar evrensel.
gelgelelim dort boyutlu ultrasound olayina, evet biraz parayi bayiliyorsunuz ama o ana kadar kafanizda bin bir farkli olasiklarla hayal ettiginiz bebeginiz suretini bulanikta olsa en nihayetinde gorebiliyorsunuz. degiyor mu peki o kadar paraya? sanirim degiyor. bir daha hamile kalsam hic dusunmeden yine tercih ederdim diyebilirim. yalniz, her ne yapip ne ettiysek bebisin yuzunu bir turlu bize dogru donduremedik, ancak profilden gormekle yetindik. yine de cok guzeldi. beni benden alan, minik ayagiyla burnunu ileri geri kasidigi o ana sahit olmak sanirim paha bicilemezdi. bebeginizin topuguyla ileri geri burnunu kasiyor oldugunu bilmek, gozunuzde artik o sekilde canlandirmak sahane birsey. olsem aklima gelmezdi 28 haftalik bebegin bu kadar guzel gulumseyecegi, agzini kocaman acip arka arkaya esneyecegi ya da kolunu kulak hizasina getirip daha simdiden tipki babasi gibi uyuyacagi. eger imkaniniz varsa kesinlikle gidin baktirin, bebeginiz icinizde ne haltlar karistiriyor ogrenin. turkiye' de kosullar paket programlar nedir ne degildir pek bir fikrim yok ama bebis goruntulerinin dvdsini ve fotograflarinida cikarken elinize tutusturuyorlar. ne bileyim,acikcasi ben isterdim bir zamanlar annemin karninda henuz 28 haftalikken nasil gorundugumu neler yaptigimi bilmeyi eger mumkunse dvdsini izlemeyi. sirf biraz da o yuzden istedim diyebilirim sadece babasiyla benim icin degil biraz da onun icin. gunumuzde bole bir teknoloji varken neden kullanmayalim ki. sormadim bilmiyorum ama zannetmiyorum ki annem bana hamileyken birak dort boyutlu ultrasoundu, normal siyah beyazinda bile beni bir kez gormus olsun.