sorumluluk almaktir. celik gibi sinir ister bazen. hele de 4 yilligina doktora yapmaya gitmisseniz.
bi denklemin cikartilmasi 8 sayfa sürer ki o da özet halidir! anlayabilmek icin 6sene öncesinin matematigini oturur calisirsiniz, türev, integral, diferansiyel ne gerekiyosa. o da yetmez lisans seviyesinde fizik calisirsiniz. cünkü temel alaniniz farklidir. hocanin sart kostugu o sinavlari vermeniz gerekir orda tutunmak icin. yani sira lab. calismalari baslar. bi taraftan da onlari yetistirmeye calisirsiniz. proje devam eder, doktora icin konu secmeye calisirsiniz. 10 farkli ülkeden, o konuda dünyada parmakla sayilabilecek gruplardan olusan proje grubuna calismalarinizi iceren sunum yaparsiniz. kongrelere katilmak icin calisma yaparsiniz.
bütün bunlarin yaninda isin bi de duygusal boyutu vardir:
yalnizsinizdir. ne kadar cok sayida arkadasin olsa bile o yurt odasina girip kapiyi kapatinca yalnizliklardan yalnizlik begenirsin. pencereden asagi bakar, intihari düsünürsün. bazen uyuyamazsin yalniz basina o odada o yatakta, aglama nöbetleri eslik eder. kalkip arkadasinin yanina gidip onunla uyursun sirf birinin varligini hissetmek icin. o kadar yil aileden ayri baska bi sehirde okumana ragmen ilk kez evet ilk kez bu denli delicesine aileni özlersin. burnunda tüterler, burnunun diregini sizlatirlar. hele de islerden erteleye erteleye 1 yil süreyle görmemissen. geriye dönüp baktiginda nasil yaptim bunu dersin onlara da kendine de. annen "kizim yüzünü bile unutmaya basladik" artik diyince.. o bir yil dile kolaydir sadece! memleket özleminin ne oldugunu anlarsin. insan sabah kapinin önünden gecen simitcinin sesini bile özler mi bi pazar sabahi? kendi ülkenin kendi insaninin degerini anlarsin. bi candan kucaklasmayi, bi dost sohbetini, gidip bi yere oturup sadece demleme cay iymeyi özlersin.
güzel yanlari da vardir: pek cok yer gezer, görürsün, yasami damarlarinda hissedercesine. pink floyd konserine gider, grease'in müzikalini izlersin, supertramp ile karsilasabilirsin tesadüfen sehir merkezinde. hatta salsa partneri olarak kübali arkadaslarin olur. farkli kültürlere temas edersin. bakis acin degisir, sen degisirsin! güzel dostluklar da kurulur. yasadikca olgunlasirsin. olgunlastikca dönmek istersin kendi topragina..
ve döndügünde tekrar gerisin geriye: bi süre havada kalirsin, boslukta. kendini hicbi yere ait hissetmezsin cünkü. artik max. 1 yillik vizen vardir cebinde ve schengen damarlarinda dolanan bi virüstür. istediginde elini kolunu sallayarak oraya buraya gidemeyecegini bilmek nedense can yakar. gidemeyecek olsan bile o vizenin cebinde durmasi garip bi mutluluk, huzur verir. bu sefer de ordaki arkadaslar özlenir. bazen de biri cikip gelir istanbula sarilirsiniz taksimin ortasinda. cünkü o size biseyler katmistir, siz de ona, onun hayati size degmistir, sizinki de ona..