"ıslak sokaklar mevsimindeyiz artık..
Bu kalabalik sehire hüzün yağar bu zamanlar..
Yalnızlık yağar caddelerine..
Darma dağan saçlar ıslanmış yüzler hep yere bakar..
Kahveleri bile dert yüklenir.. Çayları daha bir demli..
Unutulan sevgililer hatırlanır veya sevgililer unutulmaya calışılır..
Bu mevsimde vitirinleri az sulu rakı gibidir bu şehirin..
Her adımın yalnızlığa uzanır..
Yine de hızlı atılır adımlar..
Koşulur bu sokaklarda..
Herkes kendi türküsünü söyler yüzünü buruşturarak..
Herkes kendi hikayesini en acıklı sanır..
Kendisi koca bir yalanken gerceği arar bu şehir..
Sokakları gibi evleri de acı doludur..
Gözyaşları taşar pencerelerinden..
Geceleri gerçeklerini saklar da hergün başka bir maske takar insanları..
Hayatları vardır anlattıkları bir de tek basına kalınca yasadıkları..
Askları bir damla gözyaşında boğulur bu şehirin..
Onun için geceleri yeni hayatlar yazılır kimsenin bilmediği zamanlara..
Onun için kimse üzülmez gidenlere ve acır geride kalanlara..
Herkes kendi türküsünü söyler bu şehirde sadece kendi acısına ağlar..
Herkesin tiyatrosudur bu şehir, herkesin en yalandan sahnesi..
Ve onun icin bulunmayı bekler bu şehirin denizlerinde incilerin en sahtesi..
Yine de yalan olduğunu bile bile hergün aynı oyunu oynar bu şehirin insanları..
Herkes kendi hikayesini en aciklı sansa da her geceyi pembeye boyar gündüzün yalanları..
Bu mevsimde vitirinleri az sulu rakı gibidir bu şehirin..
Her yudumun yalnizliğa uzanır..
Yine de hızlı adımlar atılır koşulur yalnızlığa..
Herkes kendi türküsünü söyler yüzünde bir maskeyle..
Hergün insanlığından bin defa utanır!!