tanım : cemaat abileriyle halı saha maçına gitmektir.
lise birinci sınıfa gidiyordum. hemen hemen her semtte bulunan güzide abiler (!) her çalışkan öğrenciyi takibe aldıkları gibi beni de almışlardı. abilere giden arkadaşlarım devamlı bana abileri
övüyorlar, beni can alıcı noktam olan futbol konusundan ikna etmeye çalışıyorlardı. neyse günlerden bir gün arkadaşlar bu akşam halı saha maçına gideceğiz sen de gelsene dediler. futbol deyince benim
için akan sular dururdu. hadi bir kez gideyim bari dedim. akşam oldu. okul çıkışında beraber abilere gittik. kapıyı deneyimli olan arkadaş açtı. ve selamün aleyküm e rahmetullahü ve berakatü...
şeklinde uzayıp giden bir selam kısaca allah ın selamı üzerine olsun anlamındaki sözü söyledi. abi ise kapıda neredeyse hatim indirecekti.
ben bir şey anlamadım tabii. abilerden şaçı öne yatık gözlüklü ve kumaş pantolon giymiş olanı * "sen callofcusun galiba?" dedi. evet dedim. hoşgeldin dedi. içeriye
geçtik.
akşam yemeği yapmışlardı. ikram ettiler. adı da maklubeymiş. abiler arasında meşhurmuş. göze pek güzel gelmiyordu ama birazcık alayım derken yemeğin içine düşmüştüm. yemek bitti belki de abilerin en
iyi yanıydı. yemekten sonra namazlar kılındı, uzunca bir dua yapıldı. sıkılmıştım çünkü ne dediklerini anlamıyordum. sonrasında halı sahaya gitmek üzere evden çıktık. 14 kişiydik. bunlardan ikisi
abi 12 kişisi ise öğrencilerdi.
takımlar kuruldu. halı sahaya girildi. ben futbolu iyi oynuyordum. maçın başlarında adı kobat olan azeri bir abi çok net pozisyonlarda saçma sapan vuruşlar yapıyordu. ben de abiye takılmadan kendimi
alamıyordum. abiyi boş bırakın, bırakın gol atsın diye dalga geçiyordum. abi biraz alındı gibi gelmişti bana. sonrasında golleri leblebi gibi atmaya başladım. o zamanlar okul takımında oynuyordum.
karşı takımdaki kobat abi iyice sinirlenmişti. dört beş fark attık. arada kobat abi bir penaltı kaçırdı. yine benim dalgalarıma maruz kaldı. afedersiniz ama kobat abi de tam bir kazmaydı. şu anki
mustafa sarpın aynısıydı.
en sonunda kaçırdığı bir gol için kazma deyince abi çığrından çıktı. "sanki siz çok iyisiniz" derken beni kastediyordu. ben gülmeye devam edince "bu kadar iyiseniz öss de türkiye birincisi ol" gibi
saçma bir cümle kurdu ki o an abiler gözümde bitmişti. ne alakaydı anlamamıştım benim için futbol bir eğlenceydi ve maç içinde olanlar sahada kalırdı. kazmalığına bahane arıyordu. bağıra çağıra
halı sahayı terketti. sonrası daha ilginç ilk yarım saat yeni bitmişti sürenin ve diğer abiyle sahadan çıkarak sahayı kapattırmışlardı. üstüne bütün parayı da biz ödedik. abiler tam anlamıyla halı
saha maçının içine sıçmışlardı.
"lan bu abi dedikleri bu mu?", diye sordum abileri öven arkadaşlara. cevap alamadım mahcup olmuşlardı.
bir daha da abilere gitmedim. bilmiyorum başka abiler de böyle mantıksız ve sığ görüşlü mü ama sırf o maklubeden yemek için abilere gidilmesi gerekir. ama kendinizi fazla kaptırmayın. maklubeyi
yeyin ve uzaklaşın oradan.
düzeltme: her insanın olmasa bile ankarada yaşayan öğrencilerin büyük bir kımının şakirtlerle olan bir diyaloğu vardır.