yalan

entry842 galeri video15
    337.
  1. büyürken insana o kadar çok yalan anlatılır ki. saysan sayılmaz. karanlıktan öcü geldiği, annesinin elini sokakta tutmayan çocukların cehennemde yanacağı, tabakta bırakılan lokmaların arkamızdan ağlayacağı falan filan.

    annelerimiz bizi korumak amaçlı söylerdi bu yalanları. küçük çocuk tabi durdan anlamaz sustan anlamaz. anlayacağı tek şey cezadır. onlar da kendilerinin de çocuk olduğunu unutup bir yetişkinin görevini yerine getirir ve yalan-korku imparatorluğunda bizleri yetiştirdiler.

    hayata, arkadaşlığa, doğruya, yanlışa, sekse, ilişkilere ve hatta dine dair o kadar yalan söylendi ki bu yalanlar olmadan yaşayamaz olduk. çünkü o yalanlarla öğrendik abc yi. hayatı öyle tanıdık. sevgili dostum avon barksdale'ın da dediği gibi "i am a gangster and i want my corners" biz sadece yalanlarımızla mutlu küçük çocuklardık. doğru olanla kirlensin istemedik yalan dünyamız. aslında istediğimiz kendi mutlu dünyamızın yıkılmamasıydı. ona o kadar bağlandık ki. dünyamız o ya dünyamız. atıyorum ilk aşkı keşfedeceğin 14 yaşına kadar olan dünyan.

    sonra bir anda her şey yıkıldı. hayat, kendi doğrularını zorla vura vura kabul ettirdi. etmek zorunda kaldık. yetiştiğimiz ev gibi değildi dışarısı. ve şimdi düşünüyorum acaba annelerimiz bize o kadar yalanı bunu bildikleri halde mi söylediler. yani bir gün onlar da hayatın doğruyu yanlışı sike sike bize öğreteceğinin farkındaydılar da sadece küçük çocuklarını korumak için daha rahat etmemiz ve etmeleri için bu yalanları bilerek mi söylediler.

    kendi basit hayatlarımıza çok mu anlam veriyoruz acaba. dünya için en ufak bir önemi olmayan küçücük beyinlerimiz ve egolarımız o kadar çok ele geçirmiş ki bizi. yaşamın şifresi bu belki de. o cansız kayalardan tek hücreliler bu gizli egoları sayesinde mi evrildi acaba. fakat şu kesin ki insanlık olarak kendimizi nereye koyduysak asıl en büyük yalan bu.

    ve sözlük artık biliyorum ki hayatın doğrusu tek. zamanı geldiğinde o da senin dünyanı yıkarak kendi doğrusunu sana o kadar güzel anlatıyor ki. hayran kalıp zevk almaya bakmaktan başka elinden bir şey gelmiyor. bir şey tecrübe ediyorsun ve hayata dair bildiğin her şey yıkılıyor. ne muhteşem ve ne korkunç. yaşamak bu lan sözlük. her an yeni bir şeyler öğrenmek ve her kurduğun dünyanın aslında boktan birer pembe hayal olduğunu sanmak mı? sanırım öyle

    ama sözlük ben kendi çocuğuma yalan söylemeyecek. hayatın onu benim beynime tecavüz ettiği gibi etmesine izin vermeyeceğim. ona her şeyi en ince detayına kadar doğrusu neyse anlatacağım. leylek nedir bilmeyecek. öcü nedir bilmeyecek. evet belki kafası gözü yarılacak bu yüzen çok yaramaz da bir çocuk olacak fakat sözlük inan ki bedenin yarası geçiyor. ruhtaki geçmiyor. üstündeki bu yenilmişlik hissini atmak o kadar zor ki. ben ona asla yalanları anlatmayacağım. evet hayat ona da dersler verecek ben bunun önüne geçemem ama o en azından belirli bir mesafeden başlayacak. babasının kaldığı yerden.

    beyinlerimize o kadar yalan sokmuşlar ki yıkıp atmak o kadar zor ki. işte bu yüzden de güzel bir yandan. yenilenmek başka bir insana evrilmek. yalanlardan başka yalanlara akmak. hayatın göreceli doğruları arasında dolaşmak. yaşamak güzel lan sözlük. ama çoktan unuturdum ben seni ah bu şarkıların gözü kör olsun.

    hayat gailesiymiş oymuş buymuş hepsi yalan.

    bir nefestir alacağın
    o da boştur boş.
    0 ...
bu entry yorumlara kapalı.
© 2025 uludağ sözlük