bakan camdan seni izleyen bendim
isa'nın kucaklamasının ötesinde.
duvardaki halının desenlerinde saklı bir yüz,
tepedeki av olmayı bekleyen bir kuş gibi.
ve o kederle sargılanmış gibiydi, maskesiyle doğmuş gibi.
mumunun ışığı titredi, alevindeki yüz gülümsedi
uyanışıyla boşluk onu takip etti.
ölmeyen sevgiyle sımsıkı tutabilirdim onu
hayaletimsi sevincin içinde, son söz benimdi.
beni korkuyla karşıladı
bir abanoz renginin iziydi.
zayıf bir buğuda can buldu
nisanın ateşinden yürüyen.
"kavramak ve tutmak zorunda bırakılan sadece sendin."
dayanacağım, saklanacağım
tırpandan hızlı koşacağım, başarısızlığın öfkesiyle
bu düşündüğüm yalnız kader, daha önce eşiğini geçtiğim.
yağmur el sallıyordu ve gece
orman dallarıyla çevremi sardı.
aldırılmamışlıkla bir rüyaya gittim.
en başında göz yaşlarını silerek güldü: "al beni, götür".
nasıl ve neden olduğunu bilmiyorum, ne zaman olacağını asla bilemeyeceğim.