müslümanların bazı belirli veya klişeleşmiş sözcükleri ısrarla farklı dilde/farklı yorumlayarak söylemesi ve sunması sorunsalıdır.
kanıt/delil, anlamak/idrak etmek gibi. bu iki örnekteki kelimeler aynı anlamda ve dilleri değişik. neden ısrarla diğer dilleri kullandıklarını çözebilmiş değilim. iki tezim var:
- arapça/farsça özlemi/sevgisi.
- beyin yıkamaların kalıntısı.
oluşmak/yaratılmak, inkar/reddetmek/inanmamak, inanmak/varsaymak gibi örnekler yanlış kullanıma verilebilir. ısrarla kelimeler ve tanımlar birbirlerine karıştırılır. bunların sebebi için de iki tezim var:
- sözcüklerin anlamlarını bilmemek ve/veya yanlış/eksik bilmek.
- olması istediği gibi kullanmak.
kalp/gönül gözü, nur kapısı, güllerin efendisi, kalplerin mühürlenmesi (mühürlü kalpler) gibi tamlamalar ve deyimler karmaşa mıdır pek bilemiyorum fakat bu kelimeleri biraraya getirerek telafuz etmek onları rahatlattığı ve adeta uçurarak allah'a ulaştırdıkları * kesin.
olayı özetlersek; müslümanların kendi aralarında anlaştıkları bir dil var ve onu anlamamız mümkün değil.