bu kaçıncı bilmiyorum. canım babama verdiğimiz kaçıncı kür başlıyacak bu akşam bilmiyorum. ama bildiğim bişey ona bu ilaçları her verdiğimizde gözümüzün önünde daha da bir eriyor o dağ gibi adam.
moral... moral... moral... babama diyorum ki; baba yıkılma, baba kendini bırakma, sen yeneceksin bu hastalığı, moralini yüksek tut baba... kafa sallıyor bazen, diyor haklısın evlat. sonra dayanamıyor patlıyor bana... ulan ölecem lan ben ölecem diyor... nasıl moralimi yüksek tutayım...
işte o anlar bıcağı saplasanız bana damla kanım düşmez yere. bu sefer ben başlıyorum isyan etmeye ne allah bırakıyorum ne de kitap... sövüp sayıyorum alayına. sonuç mu? sonuç herzamanki gibi gözyaşı.