duygularımı söyleyeceğim;
korkuyorum. neden mi korkuyorum?insanlığın gidişatından korkuyorum. paranın insanları canavara dönüştüren gücünden korkuyorum. bir hiç uğruna bir insanın canını alabilecek kadar kötü insanlardan, para için şerefini satan insanlardan, yalanı adet haline getirmiş insanlardan, yedi yaşındaki kör çocuğa tecavüz eden insanlardan, dost sandığımız ancak arkamızdan kuyumuzu kazan insanlardan, ve bunları adaletsiz yargılayan sözde adaletten vs...
orta 2.sınıftaydım musa diye bir arkadaşım vardı. hep arka sırada oturur kimselerle konuşmazdı. sessiz ve sakin bir tipdi. defalarca yanına gide gele onunla arkadaş olabilmeyi başarmıştım. birlikte gezmeye başlamıştık. çok iyi biriydi. babası işçi annesi ev hanımıydı. sonradan ortaya çıktı ki sessizliği fakirlik ve küçükken geçirdiği kötü olaylardanmış. musa daha 6 yaşındayken ayakkabı boyacılığından, sigara satıcılığına birçok iş yapmıştı. o çalışırken eğlenen yaşıtlarını gördüğünde çok üzülmüş ve o eziklik hep içinde kalmıştı. dersleri de çok iyiydi. küçük bir kız kardeşi vardı. bir gün okula geldiğinde çok sevinçliydi. ne oldu diye sorduğumda babasının ona hafta sonu ayakkabı alacağını söyledi. yemekte ısmarlayacakmış. bende sevindim. gerçekten de ayakkabısı yırtık pırtıkdı. musa o hafta sonundan sonra bir hafta okula gelmedi. tedirgin olmuştum hiç böyle yapmazdı. evlerine gitdiğimde evin önünde birikmiş ayakkabıları gördüm. içeri girdiğimde insanların taziyeye geldiğini anladım. musa odasında annesinin resmine sarılarak ağlıyordu. evet maalesef annesi ölmüştü. sarıldı bana. nasıl oldu diye sorduğumda ise musa:
-hani sana geçen hafta sonu ayakkabı almaya gidecektik demiştim ya ayakkabıyı aldıktan sonra yemek yedik. biliyor musun ilk kez ailemle yemek yedik. ilk kez milletin eskileri dışında bir ayakkabım oldu. annemi ve babamı ilk kez bu kadar mutlu görmüştüm. gülümsüyorduk. en mutlu günümdü. yemekten sonra babam bize pamuk şeker alacağını söylediğinde kardeşimle sevinç çığlığı attık. ben kardeşim ve babam şekerciye girdik. o sırada annem bağırdı. hemen koştuk, maskeli bir adam annemin çantasını almış kaçıyordu. babam o herife doğru koştu. ben yerdeki anneme sarıldım. bıçaklanmıştı. şerefsiz kalbinden bıçaklamıştı. annem ellerimde öldü. kardeşim ve ben şok içindeydik. babam geri döndüğünde o da hıçkırıklara boğuldu. işte böyle dedi.
evet sözlük o hırsız yakalandı ancak 3 yıl sonra hapisten çıktı. çaldığı çantada ise şimdinin parasıyla 2.5liralık bozukluk ve musa ve kardeşinin resmi varmış. hırsıza hiç bir şey olmadı. ama arkadaşım mafolmuştu. okulu bıraktı ve bir ay kadar sonra taşındılar. sonradan o hırsız iki kere adam yaralamış ve ikisinde de bir kaç ay yatıp çıkmış. insan hayatının değeri sadece 2.5 liraymış.