Bütünün(varolan) bütün özelliklerini taşıması gereken; "bütün" anlayışının o homogen yapısına zarar vermeden kendilerinden küçük parçalar koparılmasına olanak veren ve yeni bir bütün yaratma iç-güdüsüne meyilli; iç-içe geçmiş; hangisi hangisinin içinde; çözülemeyen iki kavram...
Teorinin iç organlarında bir tümör gibi gelişen eylemin öldürmeden kıvrandırması. Elini kana bulamayan katiller en tehlikeli olanlar. Teorisyen katiller; plastik kahramanlar; satılmış dahiler; kurgulanmış gerçekler...Etraf bunlarla doluyken, kendini korumak için, deneyimlerinin salgıladığı o hastalıklı sıvıyla ördüğün fanusun ancak cılız darbelerle karşılaştığında işe yarayabilir. Darbeler profesyonel bir yumuşaklıkla inanılmaz bir güce ulaştıklarında direnci inceldikçe incelir fanusunun... Çatlayan fanusların seslerini duyabiliyor musunuz?!...
Bu bir oyun değildir! içeri sızan herşeyi, yaşamın herhangi bir zerresini bile "kendinden" den süzüp geçirmezsen,steril yaşamınla temas ettiğinde tüm sistemin çöküverir! Ve ne yazık ki bu çöküşün altında senin imzan yoktur.
Bu bir oyun değildir! Algı ve zeka herşeyi halledebilecekken, bütünü yüzeysel olarak yaşama katmak, bu karmaşık, kompleks yapıyı bir metin olarak kabul edip sahnelemene yardımcı olabilir; ama bu bir oyun değildir!
Algı ve zeka, bir fanusun taşıdığı özeliklerin hiçbirini taşımaz. Algı ve zeka, bir silah(saldırmak ya da savunmak) olarak kullanılacak mekaniğe sahip değildir. Algı ve zeka, çaresizliğin yedeğinde sürüklediği -son çare- olamayacak kadar yayılmıştır sürece. Algı ve zeka, doğru koordinatları yakaladıklarında parabol bir empati oluşturabilecek sisteme sahiptir...
Algının fiziksel; zekanın matematiksel bir karşılığı olduğunu düşünmek kimyasal bir yanlıştır! Algı ve zeka; başkalarından korunmamız için değil, başkalarının algı ve zekalarını anlayabilmemiz için, evrimin biyolojimize hediye ettiği yetenek tohumlarıdır... O tohumların çürüdüğünü görebiliyor musunuz?!...