çocukken ilk ses kaydını farketmekle başlanır bu işlere, sonra sevdiğin şarkıları radyodan kayıt edip kendi top ten nini yaratır onla dans edersin vs vs.
şimdi maziden kalan bu işlem kimimizin hayatında bazı anılarıda süslemiştir.
mesela lisede hoşladığım çoçukla tam birşeylerin gerçekleşme arefesindeyken aniden hayatının o malum gri, buz şehre kayması akabinde en anlamlı doldurulmuş kaseti bahşetmesine sebep olmuştu. geride bırakacağı bizler için yeni çözdüğü gitarla şarkılar söyleyip kaydetmişti.
sesi pek güzel değildi ama aldığı keyifi bizde hisseder eşlik etmeyi severdik (bu insanın başak burcu olması da ayrı bir tezatlık sanki). bi tane de gizemli bi bestesi vardı ardındaki özneyi her nekadar deşifre etmediyse de...
ona güzel bir veda hazırlamıştık, oysa süpriz kasedini bırakmıştı bizlere, dinlerken ağlamaklı olduğumuzu bilirim. zaman geçip aralar açılmaya yüz tuttuğunda unutulduğunu sandığı o şehirde bi sesli mesaj ona gitti kendi sesinden, bu ufak hatırlatma onun için dünyalara değmişti.
o alelade kaset şuan kuytu bi yerde olsa da anılarını silmek imkansız.
çünkü atılamayacak samimi özel birşeylerle doldurulmuştu.