pekala. af diliyorum bunları anlatıcağım için. doğduğumdan itibaren bir çocukluk arkadaşım vardı, erkekti. yaklaşık 5/6 yaşına kadar beraber büyüdük. komşuyduk falan. anneleri bilirsiniz. iki bebek yahut çocuk bi aradayken güvende olurlar, oynarlar anlaşırlar mutlaka havasında bi köşede oturup çene çalarlar. klasiktir işte. artık bilmiyorum ben mi çok uyanıktım yoksa her çocuk mu o yaşta farkeder böyle şeyleri bi gün onun benden farklı olduğunu farkettim. en azından benden farklı işiyodu. olayı çözmeye çalıştım günlerce. (yada öyle yaptığımı düşünüyorum, çünkü çözüm aşamalarını hatırlamıyorum. ) sonuçta artık ondan hiçbir şekilde eksik olmıycağıma, ve onun benden hiçbir şekilde üstün olamıycağına karar vermiş olmalıyım ki; kendimi tamamlamaya çalıştım. yaptığım ilk şey, kalabalık bir anneler toplantısında (altın günü gibi bişeydi sanırım) eteğimi kalırıp külotlu çorabıma sıkıştırdığım kayısılı meyve suyunun pipetini çıkarıp halıya * işemekti. bide bunların tümünün bi sonucu var; ona anne terliği diyoruz.