insanın hafızasının ve algısının acizliğinden genelde farkedilmeyen anlardır bu çok mutlu olunan anlar..
aynen ancak işi düşünce allah'a yana yakıla dua eden , istediği olunca da unutan ortalama insanın farkındasız ruh hali gibi , mutlu olunca da kimse kendine "mutlu muyum lan ben" diye sormaz genelde..
ancak mutsuzken , tam böyle efkarlanmışken mutluluğu arar.. tabii mutsuzken , insana mutlu olmadığı ama mutsuz da olmadığı anlar bile kıyaslamadan dolayı "of çok da mutluymuşum abi" gibi gelir.. sonra insan o alalede anları bile özler.. durup düşününce , "lan bu tırt şeyi bile mi arıyorum bu kadar m bedbahtım" der ve iyice mutsuz olur..
ve bu döngü böyle sürüp gider..
sonraları insan artık yaşlanınca , bar parti gürültüsü çekemez , mutluluğu illa da adrenalinle ölçmez olunca , herşeyi daha net değerlendirir..mutsuzluğa sanki hep karanlıkta oturan bi insan gibi alışıp , bi anda mutlu olunca aynen de aydınlığa çıkmış insan gibi etrafa daha bi manalı bakar.. mutluluğunu fark eder..
zaten de aslında mutluluk , bence çok müthiş süper şeyler yapmak en güzel evde oturmak en iyi ete yemek en kaliteli şampanyayı içmek en güzel kadını sikmekten de öte , mutluluk sensörlerinin iyi çalışması demek.. hemen her gelen mutluluk stimulusune , bi sürü kocaman aksiyon potansiyeliyle cevap verip , aha mutluyum diyebilmek , sora mutlu olduğu için bi kere daha mutlu olmak demek..
bunun için günde 4-5 kere filan insan kendine nasılım diye sormalı.. manasız bi hüzün içindeyse , niye ki lan filan diye kendiyle konuşmalı.. kafasına ters giden bişi varsa , misal mutlu olması gereken bi anda ısrarla mutsuzsa kendine dönüp "sikerim seni melankolik ibne , gül az" diyebilmeli..
evet ben böyle yapıyorum çok mutluyum.. şimdi demin sordum kendime mutlu muyum ? feci mutluyum.. sütüm var tarçınım var profiterol de var dünden kalan , çalıştığım konunun bitmesine de sadece 36 sayfa kaldı ohyş ohyş ohyş
siz de deneyin.. hala mutsuzsanız ben bi göreyim sizi..