dün gece yayınlanan 2.sezon 13.bölümüyle tam gaz devam eden muhteşem dizi.
öyle eğlenceli ki müzikallerden hoşlanmayan insanların bile sevebileceğini düşünüyorum açıkçası. vocal adrenaline'den bir rehab'i, rachel ve jessie'nin muhteşem total eclipse of the heart performansını, singing in the rain ve umbrella'nın mash up halini dinleyip/izleyip de sevmemek çok zor olmalı.
dizinin müzikal boyutunun yanında süregelen bir hikayesi de var ve bu diziyi daha da çekici yapıyor.
-harbi spoiler-
karakterleri değerlendirmezsem çatlarım hastalığından muzdarip biri olarak hemen yorumlarıma geçiyorum:
rachel: sevip sevmediğime karar veremiyorum bir türlü. sevimsiz, küstah, bencil. ama sesi şahane ve her kalbini kırdıklarında üzülüyorum, ne bileyim.
finn: ilk başlarda bayıla bayıla izliyordum da çok saf, fazla çocuk. hele ki rachel bir sinirle puck'la öpüştü diye onu terkedip quinn'e yazmak nedir saf finn? boynuzlarının izi geçmedi daha, kız senin kankandan çocuk yaptı oğlum yuh!
puck: ilk bölümlerde finn'i adam sanıp seni farkedemediğim için çok üzüntülüyüm tatlım. bu dizinin gelmiş, kalmış, geçmiş en hoş adamı sensin.
quinn: gerçekten güzel olmakla beraber santana'dan daha kaltak olduğunu söylemek isterim.
sam: bieber fever. sana glee club'tan kız çıkmaz koçum, boşa çabalama derim ben.
santana: evet kevaşe bir kız bu ama quinn gibi saman altından su yürütmüyor en azından. içinden geleni açıkça söylüyor ve uyguluyor. daha zararsız.
brittany: favorim. daha eğlenceli bir karakter olamaz. hastasıyım.
artie: keşke iyileşse ve gönlünce dans etse. en aklı başında karakter denilebilir. brittany'le ilişkisini saymazsak.