"bu kadar iyi korunan bir yerde en fazla ne bulunabileceğini sanıyordular? kardinallerin oraya normal bir şekilde seçilerek gittiklerini mi sanıyorlardı yoksa? gerçekten bu kadar saf olmaları beni şaşırtıyor. isviçrelilerin işlenen cinayetlere bu kadar tepki göstermelerini de anlamıyorum. yapılan her şey çok planlıydı. onlar da payını alacaktı. söylenildiği gibi, herkes yapılanlardan kendisine ayrılan kısmı alacaktı. ama 3. kapının o iğrenç görevlisi her şeyi berbat ediyordu. tanrım, yeni bir cinayet. önümüze neden çıktıklarını da anlayamıyorum. bizler yöneticileriz. gerçek yöneticiler. birkaç ailenin kuklalığı görevini üstlenen, kendini asil zanneden o aptal kesim değiliz biz. tanrım, para gerçekten de ağızlarını kapatıyor. eğer yaptıklarımızı düşünselerdi şuan bulunduğumuz konumda olamazdık. yarın çok büyük bir cinayet işlenecek. dikkatini üzerimizden ayırmayan bir kardinal. bundan sonra bütün kardinalleri biz seçmeliyiz. sonra, cinayetler basına sızmamalı. ah o aptal ve küçük basın. iyi ki asıl önemli kaynaklar bizde. yoksa yine bu durumda olamazdık. sahi, neden hep bu durumu sorguluyorum ki? durumun yöneticilerinden biriyim oysa. neyse. görevini yerine getirecek "minik ajanlarımız" da bu olaydan paylarını alacaklar. rockefeller'lar böyle istemişti. aslında hiçbir işe yaramayan o birkaç ajanı ödüllendirmek istiyorlar. bence hata yapıyorlar. ama hayır! rockefeller'dan bahsediyoruz. onlar hata yapmaz! bunları duymamalılar. yoksa ben de o ajanlardan birine yem olurum. 26 yıldır yaptığım işin bitmesini istemiyorum. sahi, masonlar bizi gerçekten iyi saklıyor. o asilzade görüntünün altında yatanları bilseler.. hele o kuralları yok mu? "dünyaya barış getirmek istiyoruz". "insanlığın iyiliğini sağlamaya çalışıyoruz". tanrım, herhalde en büyük kandırmaca olsa gerek. her yıl yapılan o para aktarmalarla, verilen burslarla amerika'ya gönderilen gençleri gerçekten de iyi eğitiyorlar. harvard ve rockefeller university'de onlara gerçekten üniversite eğitimi verildiğini insanlara söylüyorlar. peki insanlar n'apıyor? tabii ki inanıyor. "yasa"ların gerçekten "yasa" olduğunu sanıyorlar. budalalar. papa'nın gizli bahçesine giden yola girecekler birazdan. kimler mi? işte bunu söyleyemem. korkuyorum. "yönetici"ler korkutucudur. maskenin altında yatan kişiler.. onların gerçekten "sır"rı bildiğine inanıyorum. fakat o "sır" tanrı tarafından verilmiş olamaz. o "sır"ra sahip olabildiğimi düşünemiyorum. delirirdim galiba. peki ya california'daki gizli tesisler? o lanet turistleri oradan çekmenin bir yolu bulunmalı. yoksa taşınan o "sır" makineler bir gün ortaya çıkacak. "aileler"in bu kadar basit önlemler almasını anlayamıyorum. idealleri gibi korkutucu olmalı o önlemler. tanrım, sanki bir şey biliyorum da. kesinlikle benden daha çok şey biliyorlar. gizli bahçeye girmiş olmalılar. ve papa da uyumuş olmalı. ve "mektup".. mektubu göreceği anki yüz ifadesini çok merak ediyorum. fakat aklıma takılan bir şey var, kardinallerden birisi o mektuba papa'dan önce ulaşırsa n'olacak? işte burasını bilmiyorum. "onlar"ın bu önlemi almış olması lazım. tanrım, bazen gerçekten de saçma iş yapıyorlar. bu kadar basit önlemler olmaması lazım! mektup şimdi bırakılmış olmalı. ve papa.. o hâlâ uyuyor. "seçilmiş kardinaller"le konuşmasından sonra çok üzgün ve şaşırmış olmalı. bir figür olduğunu unutabiliyor, papa. eiffel çok güzel gözüküyor. aralık ayına az kaldı. birkaç ay.. artık en önemli döneme girdik. hiçbir hata yapılmaması lazım. vatikan'dan çıkacak haberi bekleyeceğim. vatikan.. "gizli bahçe"ye girmek çok isterdim. ama o ahmak isviçreliler. her şeye burunlarını sokuyorlar."