bazen bilgi sahibi olmadan konuşarak komik duruma düşüyor. sadece bilgi sahibi olduğu konularda konuşsa daha güzel olur gibime geliyor. bakın yine ayar yemiş:
Nuray Mert, Semitizm ve Necip Fazıl
Neve Şalom'da Nuray Mert ile bir söyleşi yapılıyor. Gazeteciliği, ataklığı, cesurluğu üzerinde duruluyor. Genel siyasal sorulara karşılıklar veriyor. En temel sorun olarak görünen "antisemitizm" söz konusu olunca Nuray Mert eteğindeki derleme taşları döküyor. Bilgisizliğini kulaktan dolma bilgilerli ortaya döküyor. Söyleşisinden bölümü tam metin olarak aktaralım sonra da yorumlayalım.
"Peki ya antisemitizm?
Bence antisemitizm meselesi, azınlık sorunundan daha önemlidir ve Türkiye'de yaşayan Yahudilerden bağımsız bir meseledir. Antisemitizm dünyanın her yerinde, her dönemde görülmüş bir olgudur. Bunun ötesinde Türkiye'de, mevcut cumhuriyetçi bakışa tepki ya da alternatif bir bakış açısı olarak, daha çok muhafazakâr toplumda gelişen bir antisemitizmden söz edebiliriz. Antisemitizmin en önemli boyutu modernizm ile hesaplaşmadır. Modernizme karşı olan her türlü tepki Yahudi'de cisimleşir. Osmanlı imparatorluğu'nun çözülüş nedeni dahi Yahudilerden bilinmiştir. Bütün muhafazakârların üstat olarak kabul ettikleri Necip Fazıl Kısakürek, bütün tarihin yükünü Yahudilere bağlayan çok aşırı bir antisemitti ve Yahudileri bu topraklara getiren Kanuni'yi de bu yüzden hiç sevmezdi. Dolayısıyla muhafazakârların çoğunlukta olduğu ve düşünce kaynaklarının bu gibi bilgilerden beslendiği bir ülkede antisemitizm yoktur denilmesi çok tuhaf bir iddiadır, aksine Türkiye'de çok güçlü bir antisemitik gelenek vardır. Maalesef israil'in son dönemdeki dış politikaları da bu durumu meşrulaştırmaya yardımcı oluyor."
Nuray Mert: Muhafazakârların, yani Müslümanların cumhuriyetçi bakışa, modernleşmeye karşı olduklarını, modernleşmenin arkasında ise Yahudilerin, antisemitizmin bulunduğuna inanıldığı ima ediliyor. Bunun Semitizm ile kişileştirildiğini de vurguluyor. Alaysı bir dil olarak: "Bütün muhafazakârların üstat olarak kabul ettikleri Necip Fazıl Kısakürek, bütün tarihin yükünü Yahudilere bağlayan aşırı bir antisemitti, Yahudileri bu topraklara getiren Kanuni'yi de hiç sevmezdi."
Biz burada Sayın Mert'in hangi yanlışını düzeltelim, bilmiyorum. Yahudiler ispanya'da 1496-1497 yıllarında Portekiz'den kovuldukları, o dönemde II. Beyazıt padişahtır. ispanyadaki Yahudileri Osmanlı topraklarına getiren II. Beyazıt'tır Sayın Nuray Mert. Necip Fazıl'ın Kanuni'yi sevmeyişinin nedeni başkadır. Kanuniden sonra Osmanlı devletinin çöküşe gittiğinin bilincindedir, onun güttüğü yanlış politikalardadır.
Siyonist Yahudi'lerin Theodor Herzl öncülüğünde Basel'de Yahudileri örgütlediği, Sultan Abdülhamit'in hem Yahudiler, hem Masonların işbirliğiyle tahttan indirildiği gün gibi bilinen bir gerçek.
Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde Yahudilerin ve Masonların Türkiye Cumhuriyet'in kuruluş felsefesinde önemli bir rol aldığını Nuray Mert bilmez mi. Türkçülük felsefesi, Kemalizm gibi. Tekin Alp ve benzerlerinin bu konudaki çabalarını nasıl atlar.
Osmanlı Devleti'nin dağılışından beri duyarlı Müslümanlar, batıya ruhunu kaptırmamışların antisemit ve anti Yahudiliğe olan tepkileri boşa olmasa gerek. Kendisinin de kimi zaman liberallerle birlikte itiraz ettiği bu oluşların temelinde bu kavmi felsefe vardır.
Çanakkale savaşını başlatan ingilizlerin asıl niyetinin Osmanlı Devletinin gücünü Çanakkale'de toplar ve güç zayıflatırken, diğer yandan Kanal üzerinden Filistin topraklarına saldırmasının arkasında Basel toplantısının sonuçlarıdır.
Son zamanlarda Üstat Necip Fazıl'ın hedef noktası hâline getirilmesi bir rastlantı olmasa gerek. Necip Fazıl başlangıçta Yahudilerle ilgili bir hedefi yok. Büyük Doğu dergisinde Masonların listesi yayımlanınca Büyük Doğu matbaası basılarak rotatifler parçalanıyor. Günlük Büyük doğu mecmuası çıkamıyor.
Müslümanlar ve Osmanlılar belli bir döneme kadar bütün mazlum milletlerin hamisi olduğu gibi, Yahudilerin de hamisi olmuştur.
Osmanlı Devletinin -bu, bir islâm devletidir- yönetiminde bulunan azınlıkların nasıl özgür yaşadıkları bilinir de Sayın Nuray Mert bugünün bir kavramı Muhafazakârlık ile sınırlıyor. Oysa Müslümanlar muhafazakâr değildir.
Sayın Mert ekonomiden anlamam diyor. O zaman anlamadığı bilmediği konulara niçin burun sokuyor?