bence, ne laikliğe ne aydınlanmaya(çünkü akıl önemli burda) engel olabilecek, kültürümüze has olan türbandan farklı şeydir. bu şey öyle bir şeydir ki kimi dini emir, kimi örfün gereği, kimi riya sebebli ahlaklı imajı verme, kimisi de gün geçtikçe artan sapıklardan korunmak için kullanma yoluyla ve bunu psikolojik anlamda tedbir görerek yaptığı davranıştır.
tarihi bilmeden atıp tutan kişilerin bilmesi gereken birşey var. dinen emir oluşu sevabı bir yana, başörtüsü kadının toplumsal hayata katılım vesilesi olmuştur asırlardır. kadının cinsel yönünün setredilip fikrinin öne çıkmasını sağlayan olgudur örtünme. kendimizi kandırmayalım,ayrıca bu sapıklık değil. nasıl açken güzel bir yemeğe gözün düşer. normal fizyolojik vakadır bu. erkeğin güzel kadınlara da gözü düşer. onlara alt olmayıp üst boyut olan fikre,ilerlemeye yönelmek için bu şarttır denebilir benim tezime göre. bahsettiğim hal erkek fıtratıdır. erkeksen durum,gerçek budur.
konuyu detaylandırırsak; hep dillendirilen bu erkek egemen iş dünyası iki kadın arasında güzel olanı mı yoksa ehil olanı mı sekreter veya sunucu yapıyor? bu medyada,insan kaynaklarında duayenlerce tartışılır hep. kasiyerler dahi hep güzellerden alınır hesabdan fazla çakmasa bile. iş-kur müdürü dahi demedi mi "güzeller işe girmede 1-0 önde" diye. bunun haksızlık olduğunu asıl kadınlar söylemeli. cinsel meta veya pazarlama aracı olarak kullanılmanın yanlışlığını feminist kadınlar benden önce haykırmalı.
kısacası doğuştan gelen bir özellikle bu kadar haksızlık vesilesi olmamalı biz erkekler yüzünden. kalkınmayı, aya çıkmayı engelleyen asıl bu...