özellikle son zamanlarda * görmekte olduğumuz bir durumdur bu.
markete gidersin bir şey almaya o sırada bir bağırış çağırış türbanlı bir zat görevliyle tartışıyor, görevli ısrarla kadının istediği şeyi yapamayacağını söylüyor ama hayır o haklı; illa olacak. en sonunda başka bir kadın * hanımefendi bakın böyle böyle o da burada çalışan biri anlayış gösterin deyip nazikçe uyarıyor onu ama aynı çirkeflikle ona da karşılık veriyor insan olma yolcusu türbanlımız. o dakikadan sonra kimse ciddiye almıyor zaten ve biraz daha bağırıp uzaklaşıyor oradan.
lanet olası ankara şehrinde dakikalarca sıkış sıkış da gideceğini bildiğin halde beklediğin otobüs durağında da durum aynı. gelmiş sıra beklersin, badem bıyıklı bir yaşlı gelir geçer en önüne bir şey diyemezsin yaşlı ya ama fötr şapkalı amcamız ta en arkaya geçer o yaşlı değil sanırım.
aynı durumda 30 lu yaşlardaki türbanlımız da badem bıyıklının taktiğini uygular en öne geçer ha bu sefer gayet gür bir sesle uyarırsın onu ama beklemediğin bir cevap. "ben zaten buradaydım." ulan yalan söyleme bari dersin içinden, susarsın, senden önde geçmiş, son kalan koltuklara oturmuş, ne sana bakar ne de ayakta kalan yaşlı insanlara.
son yıllarda sıkça rastladığım durumlardan sadece bir kaçı bu hak gaspı. gittikçe sınır zorlayan bir şey. daha ne kadar dayanılabilir bilinmez.
