göte giren ve çıkmayan (çıkarılamayan) kazıklar neticesinde hafızalarda yer edinen bilgilerdir. özel bir okulda öğretmen olduğum için benim açımdan şunlardır:
- iş ortamındaki hiç kimseye güvenme.
- yöneticilerin allah birdir dese de inanma, şüphe et.
- yöneticilerinin söylediklerini ciddiye alma, zira tam bir gün sonra söylediğinin tam tersini söyleyebilir ve eski söylediğini inkar edebilir.
- sözleşme imzalanırken seni ikna etmek için söyledikleri "kendi isteğinle ayrılsan bile bu kurum sana tazminatını verir" benzeri sözlere kesinlikle itimat etme. ellerinden gelse götünü skerler.
- tam anlamıyla tanımadığın, kişiliğinden emin olmadığın insanlara özel hayatından kesitler sunma. manşetlerden düşmeyebilirsin, hiç umulmadık bir anda özel hayatınla ilgili bu sözleri yöneticilerinden duyabilirsin.
- her zaman soğukkanlı ol. özellikle yöneticin, gerginleştiğinde eli ayağına dolaşan, iki lafı bir araya getiremeyen birisiyse alabildiğine soğukkanlı ol, herifi çıldırt.
- her zaman herkese karşı politik ol. hakkını savun ama bazı isteklere de "hı hı, tamam o zaman" demekten geri durma.
- salaklık etme, gerekirse iki yüzlü ol (politik olmanın bir parçası aslında bu da). çevrendeki herkes riyakarlık yapıyorsa sen de bu anlamda küçük kaçamaklar yapmayı ihmal etme. şu bir gerçek ki, para kazanman lazım işte ak yaa...
- seni çileden çıkaran insanlara karşı sert çıkışlar yapıp iş arkadaşlarının antipatisini kazanma. düşman edindiğin kişinin ağına düşmesini bekle. er ya da geç düşecektir.
- kovulmaktan korkma. zira tazminatını almanın tek yolu bu olabilir.
- bir anlamda ekmek kapın olan anne babalara karşı dik dur. bilgi her şeydir. senin alanınla ilgili karşına geçip ahkam kesmelerine izin verme. gerekirse tatlı sert çıkışlar yapmaktan kaçınma.
- sosyal psikolojiye inan. karşına alıp konuştuğun insanlar sana bire bir görüşmelerde söyleyemeyeceği, söylemeye cesaret edemeyeceği sözleri bir veli toplantısında ansızın dile getirebilirler. bunu, diğerlerinin de desteğini alacaklarını umarak yaparlar. böyle durumlarda hiçbir zaman boyun eğme. ortamın gerilmesinden korkma (hayatın gerginlikle geçti zaten ak. daha ne kadar gerilebilir ki).
- öğrencilerinin anne babalarına zerre kadar güvenme. zira onların sana iyi davranmalarının belki de tek sebebi çocuklarının seni sevmesi hatta sana tapmasıdır. kimin ne zaman nasıl bir çıkış yapacağını bilemezsin. çok iyi dediğin kişi bir bakmışsın ki yaratığa dönmüş. "lan ne yapacam ben bu baş belasıyla" diye seni kara kara düşündürten kişi de bir bakmışsın ki en yırtık savunucun olmuş.
- ayrıca bir daha öğrencine çiçek verme. verirsen de "çocuklar bir tane çiçek var. bu çiçeği ezgi'ye veriyorum çünkü annesi yakında doğum yapacak. ezgicim bu çiçeği annene götür." deme. dersen de o günün sevgililer günü olmamasına dikkat et. kocası yanlış anlayabilir.
- duygusal olma, kuruma bağlanma, yöneticilerinin seni sevdiğini falan zannetme, ayrılacağımı nasıl söylesem ki diye düşünme. daha iyi bir teklif gelirse zerre kadar tereddüt etme ve arkanı dön, git. çünkü onlar yeri geldiğinde, adının önce altını çizer sonra üstünü çizerler.