bıkmadan usanmadan özellikle komedi türünde yapılan klişelerdir.
1. aslında ulvi(!) bir amaç uğruna kadınlar erkek, erkekler kadın kılığına girer ve ardından birden yeryüzünde tanıdığı ne kadar adam varsa ortalarına damlar ardından da çaktırmamaya çalışıp hesapta komik olur.
2. kadın kılığına giren erkeklere adamlar ilk görüşte yıldırım aşkı ile bağlanırlar ve sarkıntılık ederler. ( ki yüzleri genelde peçe ile kapalıdır ve yüzlerinin yarısı görünmez.)
3. aynı bavula sahip iki adam çarpışır, ikisinin de bavullarını yere düşer, nedense önlerine düşen kendi bavullarını değil de uzak olan bavulu alıp karışıklığa sebebiyet verirler. en önemlisi de bir bavulun içi kesin ağzına kadar para doludur.
4. başroldeki şahsa tıpatıp benzeyen başka bir adam vardır. (genellikle mafya babası).
5. teyzelerin sütyeninden mekan zaman farketmeden gelişen nakit akışı.
6. köylü her zaman iyi, şehirli sahtekar, yavşak.
7. 5 dk bile oturulmayan kahvaltı sofrasında iğne atsan masaya düşmeyecek kadar yoğunluk. adamcağız gecekonduda yaşıyor sofrada salamlar, sucuklar.
8. alışverişten sonra kesinlikle geri verilmeyen para üstü. veriyor 5 lira tamam da tam paran kadar mı alıyosun pez.venk.
9. tabi ki en iğrenci şive komikliği.
10. gömlekte ruj lekesi. dudak şekli de ayan beyan belli olur yani adam yalan da uyduramaz "pastel boya o ya!" diye. kızım mal mısın gömleğini niye öpüyorsun adamın!
birşey dikkatimi çekti. bunların hepsi akasya durağı dizisinde yok mu ? ee neden ben her kanal d yi açtığımda bu dizi oynuyor. bir kere bile tebessüm etmedim bırak kahkahayı.
