öncelikle çok keyifli maç oldu. mücadele anlamında maçı 90 dakika bırakmayan iki takımın, bu tempoyu hep üst seviyede tuttuğunu gördüm. zaten böyle olacağı da belliydi, kayserispor geçen hafta ankaragücü'nü 90 dakika boyunca kendi sahasına hapsetmiş, maçın sonunda da golü bulmuştu zaten. kazanmayı isteyen bir takım, üstelik kaliteli oyunculardan kurulu ve oturmuş bir sisteme sahip. böyle olunca insan ister istemez çekiniyor.
ama maç pek öyle korktuğum gibi olmadı neyse ki. golden önceki serbest vuruş pozisyonunda "göster volkan kolpalığını" dedim hiç çekinmeden. şansı varmış top biraz üstten gitti. haa ama ne oldu? volkan babacan neden fenerbahçe takımının kalecisi olmadığını ve hiçbir zaman olamayacağını ispatladı bir kez daha. hemen ağlayanlara da emziği dağıtalım. volkan babacan yazın hazırlık kampında da böyle tonlarca hata yaptığı için, ve tabii ki mert günok üstün performans gösterdiği için gönderildi fenerbahçe'den. sonra ayıptır sorması sakat olana süleymanou hamidou binbeter goller yemedi mi kariyeri boyunca?
ayrıca goldeki hata fenerbahçeli oyuncuların maçın ilk 20 dakikası boyunca kayserispor'u sahasına hapseden presiyle geldi. savunmadaki gürcü oyuncu* yediği pres yüzünden geri dönmek zorunda kaldı ve gol de burdaki hatadan geldi.
golden sonra devam eden pres ise gözlerimi yaşarttı doğrusunu söylemek gerekirse. sevgiliye verilebilecek en güzel hediye buydu tahminimce. tek aşkımız dediğimiz fenerbahçe, şahane mücadele gösterdi, çok mutlu etti beni. alex de souza'nın yaptığı kayarak müdahale, mamadou niang ve issiar dia'nın aldıkları hemen hemen her topun tehlikeye dönüşmesi, andre santos'un brezilya milli takım sol beki gibi oynaması, özer hurmacı'nın o kadar sakatlığa, maç eksiğine vs rağmen oyunu yönlendirebilmesi, al verleri iyi yapabilmesi, selçuk şahin'in gösterdiği müthiş efor, diego lugano ve joseph yobo'nun acayip derecede savaşmaları, gökhan gönül'ün her geçen gün bu forma altında sembol isim haline gelmesi inanılmazdı.
amaaa bir mehmet topuz vardı ki sahada, ben algılayamıyorum bu adamı. 1,5 senenin sonunda fenerbahçe'ye transfer olmadan önceki form grafiğini geride bırakan bir şekle bürünmesi tahmin ediyorum ki sadece beni değil, bütün fenerbahçe taraftarını inanılmaz derecede memnun ediyordur. yine tartışmasız maçın yıldızıydı, ailecek hastasıyız.
aykut kocaman için birkaç söz söylemek istiyorum. bu takımın motivasyonunun ve kenetlenmesinin arkasındaki isimdir kendisi. deneye deneye de olsa takım için en uygun olan sistemi bir şekilde oturttu, oyuncu tercihlerini doğru yapmaya başladı. bir tek kendisindeki bekir irtegün'ü sağ bek oynatma ısrarını anlamıyorum. hızlı amrabat'ın karşısına geçti, 5-6 dakika sahada kalıp tonla faul yaptı ve üstüne sarı kart gördü. nedir genç okan alkan'ın suçu hocam? neden oyuncu devşirmeye çalışıyorsun acaba elinin altında müthiş bir genç yetenek varken?
cristian baroni'nin oyuna girmesini de dia'nın yorgunluğuna ve skoru koruma içgüdüsüne bağlıyorum, bu normaldir. ama niang'ın, semih şentürk girdikten sonra sola geçmesi ve maç sonunda yorgunluktan pozisyonları ayaklarına dolaması farka engel oldu. yarın bir gün averajın bile önemli olabileceği bir yarışın içindeyiz. acaba miroslav stoch ne suç işledi de oynayamıyor? çok şeyi değiştirebilirdi çünkü stoch, özellikle o kısa süreli patlamaları çok iyi yapabildiği için önde yakalanan ve geniş alan bırakan her savunmayı darmadağın edebilecek kapasitede bir oyuncu. umarım daha fazla şans bulur ileride yoksa bu takıma alınmasının mantığını sorgulamaya başlayacağım ciddi şekilde...
netice itibariyle ikinci yarıya 4te 4 yaparak başlamak, rakiplerin puan kaybı sonucunda arayı 2 puana düşürmek ve 2. sıraya yükselmek süper oldu. bunu devre arasında söyleseniz kimse inanmazdı tabi orası ayrı. eğer fenerbahçe, beşiktaş'ı da yenmeyi başarırsa işler çok çok karışacak kesinlikle.
seni seviyorum fenerbahçe, yüzümüzü güldürdüğün için ayrıca seviyorum.
teşekkürler fenerbahçe.
