hayatımın dönüm noktasındayım. ya yok olacağım ya da bir ışık gibi tekrardan parlayacağım. duygularıma hakim olmanın tam zamanı, zaman benim zamanım...
gencim, toyum, bilmeden farklı olanı istemişim. farklı olanın benim olamayacağını gelen sert tokatla anlamışım.
yaşıyorum! yaşamakmış bunun adı öğrendim. kimi zaman düşmek kimi zaman arkana bile bakmadan koşmakmış yaşamak.
bazen de kandırılmak, terkedilmek, acılara duyarsızlaşmak...
acı çekmek yaşamımın merkezine yerleşmiş, hiç gitmeyecek gibi. gencim, yaşıyorum, üzülüyorum.
her şey ademoğlu'nun kendini farkettirmesiyle başlamış. içime içime girmiş sevgisi sinsice. kavurmuş yüreğimi sevgisi.
güçsüzdüm, yenildim, terkedildim...
bir yarış mıydı sevda? yarış değilse neden kaybeden ve kazanan vardı?
ben neden kaybeden taraftaydım şimdi?
samimi oldum, sevdim, güvendim... ama mutluluk için yetiremedim, az geldim.
ademoğlu'nu keşfetmek, keşfedebilmek değilmiş,her ademoğlu'na güvenilmezmiş...
geçte olsa farkettim ademoğlu tek başına sevmeye yeterli değilmiş...