umarım cinayet şeklinde tanımlamam saddam hayranlığı şeklinde yorumlanmaz. bu ifadeyi kullanmamın sebebi infazın uygulanış biçimidir. sen misin bundan sonra petrol satışını euro karşılığı yapacağını açıklayan. ülkeni işgal etmekle kalmaz seni de haklayıverirler işte. işte uygar batı.
bir insanın öldürülmesinin tören haline getirilmesine karşı olmakla beraber buna tercih ederdim doğrusu.
- adamın üzerine bir idam cübbesi bile giydirmemek,
- infazı polis olduğu ifade edilen ama kar maskeleri ile daha çok teröristi andıran adamlara yaptırmak. yani, bari üniforma giyin de devlet eliyle yapıldığı hissine kapılalım. (ayrıca idam sehpasına çikarırken bile korktukları belli olmaktadır.)
- infazı bir bodrum katı olduğunu zannettiğim köhne bir odada gerçekleştirmek,
- cellat bozuntusunun ilmeği yandan takması, çuvalı boynuna sarması,
- dünyadan kısık sesle ve riyakarca gelebilecek tepkilere bile fırsat vermeden apar topar infaz etmek,
- başka gün olmazmış gibi bayram sabahı idam etmek,
- en acısı infazın apaçık şekilde işgalci bir güç tarafından yaptırılması, kararın hayatı boyunca köpeklik seviyesinde yaşamış ve daha ileri gidemeyeceği de gün gibi açık olan malum topluluğa dahil bir savcı tarafından verilmiş olması ve bunun başkasının eliyle iktidar sahibi olmuş topluluklar tarafından sevinçle karşılanması.(#1081736)
- ve tabii ki en iğrenç olanı, infazın sünnet düğünü tadında pişkin pişkin kameraya çekilip bir de bunun ajanslara verilmesi.
kelimenin tam anlamıyla insanın kanını donduran ayrıntılar. doğruyu söylemek gerekirse aklıma danışsam başka şeyler söylerdi belki ama tüm düşünceleri bir kenara bırakıp sadece hissettiklerimi ifade edecek olursam içim acıdı. belki de son ana kadar ki o dik duruş böylesine etkiledi beni. kolay değil ölüme giderken böylesine metanetli olabilmek. adamın diktatör olduğu, insanları baskıyla yönettiği bunların hepsi malum ama bunu da irdelemek gerektiği kanısındayım. şöyle ki;
demokrasi insanca bi düzen olmasına rağmen her ülke için uygulanabilir olduğu tartışmalıdır. özellikle din, etnik köken, mezhep, vs., ler bakımından farklılıklar gösteren unsurlardan oluşan ırak ve ırak gibi ülkelerde demokrasinin*, daha doğrusu katılımcı bi modelin uygulanabilmesi pek kolay değildir. herkesin kendi tarafına, kendi ait olduğu topluluğun tarafına yontması insanın doğası gereği kaçınılmazdır. böyle ülkelerin varlığını sürdürebilmesi için baskıcı yönetimlere ihtiyaç olduğu inkar edilemez. halkın üstündeki baskı kalkar kalkmaz bölünme başlamaktadır. nitekim bunun örnekleride mevcuttur.
bu şartlar malumken, saddam hüseyin' i baskıcı yönetiminden dolayı suçlamak açıkçası bana pek mantıklı gelmiyor.
( kendimi açıklamak zorunda hissettiğim bir hususta şudur ki, altında nickimin mevcut olduğu üzre bu fikirler bendenize aittir. lütfen vay efendim sen nasıl böyle düşünürsün diye köpürmeyiniz. belirttiğim gibi bunlar benim düşüncelerimdir, katılma zorunluluğu yoktur.)