anlaşıldığı üzere istiklal mahkemelerinin idam kararlarıyla asılanlar ile isyanlar sırasında öldürülenler karıştırılmaktadır. ayrıca istiklal mahkemelerinin 1920'de kurulduğu, savaş zamanında askerden kaçma, yağma, bozgunculuk gibi olayları önlemek amacını güttüğü unutulmaktadır.
mahkemelerin hatasız çalıştığını söylemek safdillik olur ancak savaşta bozgunculuk yapan, yeni kurulmuş cumhuriyete isyan edenler bugün baştacı edilseler de o günlerde "masum" değillerdi. kurtuluş savaşı sırasında herkesin türk ordusunda savaşmak istediğini, kimsenin yönetime, otoriteye karşı gelmediğini, kimsenin rejime karşı eylemler düzenlemediğini mi sanıyorsunuz?
o yıllarda işlerin güller verip, sırt sıvazlayarak yürütülebileceğini düşünecek kadar saf mısınız? bugün ardından ağıtlar yaktığınız adamlar o günlerin karşı-devrimcileri idi, asileriydi. bu yüzden yargılanmaları, asılmaları, öldürülmeleri hiç de beklenmedik değildir, zalimlik falan da değildir. konjonktür diyorlar, zamana ve koşula göre değerlendirme diye bir şey var.