görevi minibüs şoförüne moral motivasyon sağlamak olan, yok olmaya yüz tutmuş meslek erbabı. görevini çoğu zaman karşılıksız, kimi zaman indi-bindi tarifesiyle, ama her daim gönülden yaptı.
krizi fırsata dönüştürmenin ne olduğunu, motor üstü yalakasından öğrendik. kriz; yer olmayan dolmuşta, ayakta yolcu taşımanın mahsurunu ortadan kaldırmak, aynı zamanda bir müşteri fazla taşımak için, şoförün son yolcuya "gel babanın kucağına" dercesine pışpışlayarak gösterdiği motor üstüne oturma mecburiyetiydi. motor üstü yalakası, yüzü dolmuştakilere dönük bir halde, fonda sallanan maaşallah kuşlarıyla çizilen karizmayı, muavinlik görevini üstlenerek fırsata dönüştürdü.
yeri geldi, para topladı, para üstü gönderdi; gün geldi şoföre zahmet olmasın diye trafiktekilere bizzat küfretti. her durakta, dolmuşun hangi duraktan geçip, hangisinden geçmediğini izâh etti; hangi durakta inip kaç yüz metre yürünerek hedefe ulaşılacağını hesapladı. kâh gps oldu, kâh muavin, kâh silecek. şoför karısından duymadığı "sizin işiniz de zor be abi" yi motor üstü yalakasından duydu. duydukça üçten ikiye aldı, gaz verdi, tekrar üçe aldı.
magirus'lar tedavülden kalktı. yeni minibüsler burunlu tip olduğundan, motor kabin dışında kaldı. motor üstü yalakasına, götün sağ lobu üzerinde oturup şoför motivasyonu sağlayacak yer kalmadı. diyeceksin ki, "yalamak isteyen koltuktan da yalar", ona da eyvallah. ama alternatifler motor üstü yalakalığın yerini tutmaz, lezzetini vermez.