baştan beri salak olmayanların bildiği ama salak olanların hala çözemedikleri, çözemedikleri gibi de hala salak saçma savunmalar yaptıkları durumdur. biz bunu taa en baştan biliyorduk kardeşim ? gelde şimdi mujdat gezen e hak verme.
ben burdan referandumda evet vermiş ve yetmez ama evetcilere sesleniyorum.
sizler bu salaklığı yaparak benim hakkımı yediniz.
sizler benim gelecekte olan çocuğumun kaderiyle oynadınız.
sizler kendi çıkarlarınız adına bu ülkeyi emperyalistlerin oyununa getirdiniz.
ve şimdi söylüyorum,
ey din tacirleri,
ey sahte müslümanlar,
ey ham dolsunlar.
öbür dünya da 1 kere bile olsa benim yüzümden yanıcaksınız. hakkım size helal değildir.
ARAF 155. Musa tayin ettiğimiz vakitte kavminden yetmiş adam seçti. Onları o müthiş deprem yakalayınca Musa dedi ki: "Ey Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helâk ederdin. içimizden birtakım beyinsizlerin işlediği (günah) yüzünden hepimizi helâk edecek misin? Bu iş, senin imtihanından başka bir şey değildir. Onunla dilediğini saptırırsın, dilediğini de doğru yola iletirsin. Sen bizim sahibimizsin, bizi bağışla ve bize acı! Sen bağışlayanların en iyisisin! (Hz. Musanın, kavmini temsilen seçip Al lahın huzuruna getirdiği kimseler, Allah ile kendi arasındaki konuşmayı işitince, onunla yetinmediler ve: ""Ey Musa, Allahı açıkca görmedikçe sana asla inanmayacağız"" dediler. Bunun üzerine orada şiddetli bir deprem oldu ve bayılıp düştüler. Hz. Musa, Allaha yalvardı da bu afet kaldırıldı.)