-insan inandığı şeylerin peşinden gitmeli. hayallerinden vazgeçen, zaten adam değildir. diyorum kendi kendime.
şu sıralar kendi kendime çok fazla konuşuyorum.
işler karışınca git gide obsesifleşmeye başlıyorum. bilmiyorum ki çareyi, çıkış yolunu. bir arkadaşıma söylediğimi, ben yapıyorum şu anda. çıkış yolu var mı, yok mu bilmediğim halde önüme çıkan duvarı ellerimle, yumruklayarak yıkmaya çalışıyorum. ellerim kanıyor, o kaçmaya çalışırken.
ne mecalim var konuşmaya, ne de ellerimi sarmaya. kanamadan öleceğim belki de, farkında değilim.
olsun.
****
1 aydır aynı şarkıyı dinliyorum mesela. aynı yolda yürüyorum hep, aynı kelimeleri aynı anda aynı kişiye söylüyorum. tekrarlıyorum sürekli. hep. tik. tak.
yürüyorum yolda, yerde taş görüyorum. ayağımla vuruyorum, onu gideceğim yere kadar getiriyorum. sonra üzülüyorum onu tekrar görmeyeceğime.
sahi, şizofren mi olduk iki günde?
her şey günlük güneşlikken, olduğumuz yerde?
****
-yabancılaştık. diyor bana acımasızca. hatırlar mısın o günü, bana eski sevgilinle son görüşmeni anlatmanı, yabancılaşmayı tanımladığın o anı. bak biz de yabancılaştık. diyor.
içimden hadi ya! diyorum. belli etmiyorum.
şu sıralar farklı yorumluyoruz her şeyi. ben de o da hastayız. düşünemiyoruz. yorgunuz. dedim ya, mecalim bile yok konuşmaya!
ulan diyorum, ya ben yabancılaşmayı farklı biliyordum, ya da hakkaten yabancılaştık.
****
bir insan 2 günde mi yabancılaşır? yoksa karşındaki tanımak 2 gün mü sürer?
sahi, gözleri gözlerine değmediği sürece, ruhundaki heyecanı hissetmeden birisinin, nasıl tanırsın onu? nasıl ona sevdiğim dersin, "can" dersin, başını göğsüne koyup kalbini hissedersin?
****
"gel sevgili gel
bir ömre beder
gönül ister
görmek seni
aşkım şaheser."
****
eli kolu bağlı olmak zor be abi.
hele ki ayrılacaksan.