sınıfımız organize bir fen sınıfıydı. tam bir pislik yuvasıydık. herkesin baş belası sınıf olarak gördüğü 11 fen a sınıfça bırakılmak isteniyordu. ve buna artık kağıtlara yazalım, avuçlarımıza yazalım, kızlar bacaklarına yazsınlar gibi yöntemler fayda etmezdi. çünkü sınavlar epey daşaklı ve disiplinli geçecekti. okuldaki herkesin takdirini kazanmış bir sınıftık biz kopya konusunda. ön bilgi bu kadar yeterli.
harun sınava geç kaldı. fakat hepimizden önce okulun yakınlarındaki cafede oturup beklemekteydi. (harunun raporunu sağlık ocağından 1 gün önceden ayarladık) sonrasında olaylar gelişti. benim burnumda da bir problem vardı sağlam bastırınca kanıyordu (bu çok önemli, dikkat edilmesi gereken bir ayrıntıydı!)
ben: ozan yumruk at burnuma.
ozan: hani onur atıcaktı lan yumruğu
ben: lan aptal herif yerleri değiştirdiler ya sen atcan işte
ozan: olum ben yapamam
ben: mezun olamayız .rraaaamm atsana şu yumruğu
ozan: gümmm.. lan acıdı mı
ben: sessiz ol lan tamam bişey yok
- hocam burnum kanıyor lavoboya gidebilir miyim (kağıdı gömleğimin içine yerleştirdikten sonra)
hoca: tamam hadi çabuk ol.
- tamam hocam şu çantayı kağıdın üstüne koydum, bu mallar kopya çekmeye kalkarlar şimdi
hoca: ulan senin kağıdından kopya çekecek kadar salağı var mı bu sınıfta?
-haklısınız hocam ben gideyim
harun soruları çözer. kırtasiyeye gidilir. o kağıtlar müthiş bir şekilde küçülttürülerek 20 tane fotokopisi alınır ve harun o kağıtlarla sınıfa gelir.
harun: hocam geç kaldım kusura bakmayın.
hoca: rapor getirmezssen sıfır alırsın, sınava girme hakkın yok!
harun: raporum var hocam.
hoca: ulan siz ne manyak, ne aptal adamlarsınız yaa. tamam geç otur yerine.
koridorda kavga çıkar. küfürler havada uçuşur. bu adamlar 11 fen a'nın yancı tayfası olup, çetenin dıştaki üyeleri olma görevini üstlenmişlerdir. organizasyonun içine dahildirler. disiplin korkuları yoktur çünkü ikisinin annesi okulda öğretmen diğerininki okul aile birliği başkanıdır.