nihad sami banarli'nın türkçenin sırları adlı kitabında belirttiğine göre atatürk'ün , türk dilini o zamanın aydınları ve dilcileri arasında oldukça revaçta olan "öztürkçecilik" akımından kurtarabilmek için ileri sürdüğü teori. ilk başlarda bu öztürkçecilik yanlışına kendisi de kapılan atatürk zamanla türkçe'nin bu olmadığını ve böyle de olamayacağını acı bir biçimde farketmiş ve tarihi bir hatadan dönerek bu uygulamadan resmen vazgeçtiğini daha sonraki yıllarda sık sık vurgulamıştır. (gazi'nin topladığı bir mecliste yanında bulunan ünlü şair yahya kemal'e ses, açık deniz ve geçmiş yaz adlı şiirlerini okuttuğu ve ardından arkadaşlarına dönerek "işte esas türkçe budur" dediği , bu büyük yanlıştan dönüşte yahya kemal beyatlı'nın büyük payı olduğu aynı kitapta rivayet edilir.)
işte bu noktada türk milletinin hevesini ve kendine olan güvenini sarsmamak adına , biraz milletimizin gururunu da okşayacak bu teori öne çıkarılmıştır. özetle bu teoriye göre ; türkçe'ye arapça,farsça, fransızca ve diğer dillerden geçmiş olan kelimeler aslında yabancı dillerden geçmiş kelimeler değil, tamamen türkçeleşmiş, türkleşmiş yani artık bize ait olan kelimelerdir. işte bu tez öne sürülerek güzelim türk dilini katleden öztürkçecilik akımı frenlenmiş ve sözde türkçeleşme, sadeleşme adına yapılan uydurukçuluğun ve kelime katliamlarının önü biraz olsun kesilmeye çalışılmıştır.