diğer sözlükleri bilmem ama uludağ sözlüğün yüzde 80 ini oluşturan güruhun ortak özelliği.
tarih bilgisini vesayet rejimi ve dayatmacı kemalist eğitim sisteminin uydurma hikayelerine,
genel kültürünü show tv, star haberin haber bültenleri ve hürriyet gazetesinin siyonist aslen kaynaklı haberlerine,
aile kültürünü ise konken partileri, altın günleri ve maç muhabbetleri arasında sekmeye borçlu bünyenin, kendi bildiği, içinden çıkmaması için her durumun hazırlandığı aptal dünyasının dışında fikirlere sahip birilerini gördüğü zaman ciddi olamayacaklarını, dünyadaki tüm gerçeklerin kendi dünyasında zaten mevcut olduğunu ve bunun dışındaki her şeyin kötü, zararlı olduğunu düşündüğü için bu tip düşüncelere sahip insanları kendisine son iki senedir öğretildiği ismiyle troll olarak adlandırmaktadır.
hayatı bostancı deniz otobüsü iskelesi ile kadıköy chicken last stop arası gören bu tip insanlar (allah hepsine uzun ömür versin) gerçek anlamda boşuna yaşamakta, oksijen tüketmektedirler. (bunu kızdığım için falan söylemiyorum. gerçekten de böyle)
bunlar belli bir yaşa gelip de tatilde yabancı birini görürlerse direkt olarak türkleri kötüler, ama türkler arasındayken de milliyetçi takılırlar.
ne kadar çok sosyalleşirlerse bir o kadar daha çirkinleşir, çekilmez olurlar.
populer kültür adına müzik, film, kitap ne varsa sömürür ama kendilerini dünyanın en marjinal tipi sanırlar.
sonra da hiç duyulmadık kitaplar okuyup, akıllarına gelmeyecek müzikleri dinleyenlerle dalga geçerler.
aslında tam olarak bağımlıdırlar. ama kendilerini en özgür sanırlar.
öğretmenleri, anneleri, müdürleri, karıları olmadan tuvalete bile gidemez, yeni tanıştıkları kişilere karşı özgüven sahibiymiş gibi davranırlar.
kısaca gerçek troll ün dik alası, kelime anlamıdırlar. zaten bu yüzden herkesi en olmak istemedikleri şey olmakla suçlarlar.