*en başta hafif burnunuz akar, aksırıp hapşırırsınız pek önemsemezsiniz.
*sonra en olmadık yerlerde bi öksürük krizi tutar -ki otobüste ve sınıfta olduğunda rezalet bi durumdur.
*önemsemediğiniz bu değişiklikler, bi zaman sonra sizi yataklara düşürür ve bu en can sıkıcı aşamadır.
*nefes alıp verirken ağzından burnundan ateş çıkıyo gibi hissedersin, gözlerin yaşarır, kulakların çınlar, bişeyler yedikçe kulaklarında da bu çiğneme işlemi gerçekleşiyor gibi hissedersin.
*ailevi yöntemlerden gına gelir (acı çorba içirmek, kolonya veya sirkeyle vücuttaki eklem yerlerini ovmak, bitki çayı içirmeye çalışılmak ve sınırsız tylolhot+portakal). o portakalı zamanında yeseydin bu duruma düşmezdin o ayrı.
*sonunda doktora gitmek zorunda kalırsınız ve neyseki türk doktorlarının reçetenize yazdığı antibiyotik ve ağrı kesicilerle kısa sürede kendinize gelip o anları hiç yaşamamış gibi hissedersiniz. boyle hissettiğiniz ve kendinize dikkat etmediğiniz için bu döngüyü her hava değişiminde yaşarsınız.