dün sabah evden çıkmak üzereyim. ankara ayazı dışarda. otobüs bekleme derdi var, canım sıkkın, somurtuyorum. annemden çıkmadan önce otobüs için bozuk para istedim, cüzdanını açtı. cüzdanında abimin 3 yaşındaki bir fotoğrafını gördüm. annem gülümsediğimi gördü fotoğrafa. ben hazırlanırken abimin yine 3 yaşındayken yaptığı bir şeyi anlatmaya başladı:
abim 3 yaşındayken, anaokuluna gidiyordu, annem de başka bir okulda öğretmendi. iş çıkışlarında koştur koştur abimi anaokulundan almaya giderdi.
annemin anlattığına göre, yağmurlu ve soğuk bir ankara akşamı, annem kendi okulundan çıkmış, abimi okulundan almaya gitmiş. şakır şakır yağmur yağıyormuş. annem abimin okuluna gittiğinde, abimi bahçede ağlarken görmüş.
- noldu yavrum, neden ağlıyorsun oğluşum?
- anne,ühühühü. baksana atatürk (atatürk büstünü kasdediyor) ıslanıyor, üşüyecek. onu beklesek. baksana yüzü nasıl da ıslanmış, yazık nasıl üşüyordur, nasıl ıslanıyordur ühühühü...
annem tabi, ilk şok olmuş ama sonra gülmeye başlamış. abim, annemin güldüğünü görünce snirilenmiş ve 3 yaşındaki oğluş restini çekmiş...
sonuç: annem yaklaşık olarak 1 saat falan demişti, atatürk'ün yanında yağmurun bitmesini beklemişler, şemsiye tutmuşlar.
evden çıkarken, ben gülümsüyordum, soğuğu falan düşünmüyordum. abim ise içerde horul horul uyuyordu.