defne joy foster harbiden bahtsız bence. mesleği tam olarak nedir bilmiyorum ama o dandik dans yarışmasına katılmasaydı bu denli sansasyonel olmazdı ölümü. Ayrıca sen millet tarafından o kadar sempatik o kadar neşeli o kadar ciciş tanınıyorsun, ölürken de tam kocanı aldattığın gece ölüyorsun. bu meseleler kimseyi ilgilendirmez falan fıstık küheylanlığını da bir kenara bırakalım lütfen. en nihayetinde burada herkes defne joy foster adını hayatında en az bir kere duydu bir kere gördü. olaylar ortada. ne yani gelişmeler hakkında iki yorum yapmayı ahlaksızlık saymacalar falan.
-ha benimde defne joy kocasını aldatırken öldü diye dünyam başıma yıkılmadı, umrumda da değil. çoluğunu çocuğunu da düşünmüyorum. banane lan ve fakat konuşurum yani. neden? hepimiz burda insan haklarından, carttan curttan ahkam kesiyoruz da, 2 yaşındaki bebeğini bırakıp, o bar senin bu bar benim gezip, o gece ilk defa tanıştığı adamın evine gidip ölen insan hakkında ağzımızı açamıyoruz. öldü, tamam ama ölmeseydi burda "ay öldü kadın lütfen..."cilik oynayanların hepsini görürdüm ben.
defne joy foster çocuğunu düşünmüyor muydu gecenin bir yarısı? neden şimdi yıllar sonra çocuk büyürse, bu yazdığımı okursa diye ben mi düşünücem? okusun, görsün ve bilsin. o herif paparazzi korkusundan ambulans çağıramadığı için yok bugün defne joy foster. bu herşeyden çok üzücü bence.
edit: ayrıca şunu da belirmek isterim; her ölen ünlünün ölüm şekliyle ilgilenir diğer ünsüzler. defne joy foster aşırı hız yapıp trafik kazasında da ölebilirdi, "keşke aşırı hız yapmasaydı" deseydim bu denli tepki çekmezdim ne ben ne de başkaları. ama iş bir erkek, bir kadın, bir gece'ye gelince herkes "ölünün arkasından konuşulmaz" diyerek rol değiştiriyor. asıl bağnazlık bu bence. üzgünüm.