kızıl bir akşamüstüne doğru, güneşten solmuş yazlıklarına aldırmaksızın, tüm vücudunda esen bir rüzgarla sahile inceksin. elinde bir kitap.. kulağında;
"en güzel aşkı bulacaksın.
bir akşamüstü onunla karşılaşınca.."
olacak. tek başınasın sanacaksın kendini. rüzgardan ayaklarına keskince çarpan kum taneleri uyaracak. ani olacak.. ve gözlerini ondan alamadığın sırada, vücudunda hissettiğin esinti ateşine derman olamayacak. konuşamayacaksın. seveceksin. sadece.. aşkı bulacaksın. sevileceksin belki. sayfalarını çevirmekte zorlandığın kitapta bi iki satır gözüne çarpacak, zamanında edip cansever in ağzından dökülmüş olan,
"gelecekten utanarak dönen sevinçliğim.
ya sizler..
ey sırasını beklemeden gelen akşamüstleri.."