yüzyıllardır süre gelen insanoğlu yapısıdır bu. kendi halimizden bi'haber başkalarının yaşadıklarını sorun edip bir de utanmadan çözmeye çalışırız. hal böyleyken öyle akla hayale sığmayacak şeyleri allayıp pullayıp kendimize dert ederiz ki birde oturur bunlara ağlarız. inançlısı şükür etmeyi, inançsızı da lutfetmeyi bilmez. biri doğar anası belli babası kim derdi, biri ölür abdestsiz gitti derdi, biri solcu olur onun inancı bize batar, biri sağcı olur namazı huzur bozar, biri bakire olur zarı bize dert, biri gider verir rahatlar ahlakı bize dert. pardon da biz kimiz? daha doğrusu siz kimsiniz? hiç mi derdiniz, tasanız yok. ne güzel işte yaşayın mutlu mesut. ne diye dert arıyosunuz kendinize.
eğer çok inançlı biri iseniz biliniz ki yukarıda allah var ve yarattığı kul zaten yaptığı herşey için ona hesap verip cezasını/ödülünü alacaktır. siz ibadetinize bakın ve şükredin...
eğer inanmıyorsanız da ne kaale alıp konuşuyorsunuz. yok olan zaten yoktur, asıl var demek için ispat gerekir, hala neyin peşindesiniz. bırakın hem günah deyip hemde yapsınlar kendi yarattıkları cehennemde yansınlar doya doya.