özellikle halep sokaklarında kendinizi antepte yahut urfada hissedebileceğiniz, alabildiğine doğal, arapçanızı (neredeyse kimse ingilizce bilmediğinden mecburen)geliştirebileceğiniz, halktaki esad döneminden kalma polis korkusu sebebiyle gece dahi rahatça dolaşabileceğiniz(en küçük tehlike hissettiğiniz an "polis!" diye bağırmanız kafi, ortalık dağılır), her daim izleniyormuşsunuz izlenimi veren her yerdeki afişlerle kendinizi george orwell in 1984 romanında gibi hissedeceğiniz,ışıltılı çarşılarına,adım başı meyve sıkan vitamin büfelerine ve şam/hamidiye çarşısının bademli muhallebisine bayıldığım ülke...