fıkra anlatıcam denildiğinde dinlemek için büyük bir hevesle oturmak, kişinin fıkra anlatamadığını farkederek pişman olmak ve fıkranın sonunda kişiye karşı olan sevginin büyüklüğü ile gülmek ya da gülmemek arasında gidip gelinen, büyük zorlu bir süreçtir.
+ öyle dedin de bak sana bir fıkra anlatayım.
- ya benim işim var burcu, sonra anlatsan.
+ otur otur ya. fıkra diyorum, hayat hikayemi anlatayım demiyorum sana.
- neyse hadi bakalım, anlat madem.
+ bak şimdi. bi tane temel varmış. ayy ne diyorum ben ya, temeli bilmeyen mi var... neyse bu temel ve üç tane adam, iki, iki tane adam... biri kızdı ya, bir temel bir adam ve bir kadın. bak yine bir temel dedim görüyo musun? heh tamam böyleydi. bir uçakla... vapurmuydu ya? neyse işte okyanusa açılacaklarmış. zaten uçak olsa açılamazlar dimi ama... o zaman vapurmuş. o vapurla işte...
... aradan yarım saat geçer...
+ işte kıza bi bakmışlar kolye onda. kolye ama altın yaa onu söylemeyi unuttum ki. orayı tekrar alalım mı?
- görüşürüz burcu... hatta görüşmeyelim ya biz...