kitabın ilk 200 sayfasında;beyoğlunda balık restoranlarında, ocakbaşlarında, çeşitli mekanlarında geçen muhabbetler ve derin beyoğlu mimari bilgilendirmeleri biraz baymıştır. olay örgüsünden çok duruma ağırlık vermiş yazar kitabın ilk yarısında. gelgelelim ki ikinci yarısında da olay örügüsü pat diye artmıyor. sadece biraz vites yükseltmiş. romanda ki baş karakterlerin diyalog tarzları ve bazı konularda (selim ve kenan 'ın bilhassa) çok burnu havada davranmaları insanı gıcık ediyor. yiğidi öldürüp hakkını da vermek lazım ki romanın sonu şaşırtıcı. mesele ise, bu şaşırtıcı son için koca kitabı okumaya değer mi? kitap okuma oranın yeraltı takıldığı ülkemizde başarılı eserlere sahip bir yazarımızın romanını değerlendirirken ortada kalıp "okumaya değmez" diyecek kadar ukala değilim. okumaya değer. ama ahmet ümit'in daha başarılı eserleri de var. (bkz: kavim)